Gaflet Ehlinden Kendimizi Sakınırsak, Bunlara Kim Yol Gösterecek?

Tasavvuf

Tasavvufta, kalbi kara insanlarla oturmanın mânevî hâli etkileye-ceği ve bundan sakınılması gerektiği belirtiliyor. Eğer biz, bu in-sanlardan kendimizi sakınırsak, bunlara kim yol gösterecek? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Bilindiği gibi tasavvufta sohbet ve arkadaşlık açısından insanlar dört gruba ayrılır:

a- Arkadaşlık ve sohbeti ilâç mesâbesinde olan kişiler: Bunlar mürîdlerinin hastalıklarına göre ilâç veren mürşidlerdir.

b- Arkadaşlık ve sohbeti gıdâ gibi olanlar: Bunlar da ihvân ile mümin insanlardır. Onlarla birliktelik insanın mânevî hayâtını ve rûhunu besler. Bu yüzden gıda sayılmıştır.

c- Arkadaşlık ve sohbeti mikrop gibi olanlar: Bunlar fâsık ve fâcir insanlardır. Haramları açıkça işleyen, farzları yapma kaygısında bulunmayan, günaha dalmış kişilerdir. Böylelerinin kötü tavır ve alışkanlıkları bir mikrop gibi insanlara bulaşır.

d- Arkadaşlık ve sohbeti zehir gibi olanlar: Bunlar da inançsız, mülhid ve ateist insanlardır. Öylelerinin îmân nûrundan mahrûm ve inkâr ile kararmış kalbleri, bir zehir gibi çevresini etkiler.

Sorunuzdaki “kalbleri kararmış insanlar” bu tasnîfte üçüncü, hattâ dördüncü gruba girdiğinden bunlardan sakınılması gerekir. Ancak bu insanlardan sakınılması, bunları büsbütün terketmek anlamına gelmez. Burada ifâde edilmek istenen, özellikle henüz îmânda kemâle ermemiş ve sülûkün başında bulunan kimselerin bu kişilerle yakın temas ve dostluk kurmamalarıdır. Yoksa seyr u sülûkte belli mesâfe almış kimselerin bu kişilere ulaşması ve onları irşâd çerçevesi içine alması gerekir. Ama henüz kendi problemini halletmemiş kişilerin böyle bir işe kalkışmaları gerekmez, faydalı da olmaz. Sonra yasaklanan dostluk ve arkadaşlıktır. Hiç görüşmemek, küs gibi davranmak hoş değildir. Çünkü Müslüman herkese hüsn-i muâmele ile en iyi tebliği yapmış olur.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları