Furkan Suresi 28. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Furkan Suresi 28. ayeti ne anlatıyor? Furkan Suresi 28. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Furkan Suresi 28. Ayetinin Arapçası:

يَا وَيْلَتٰى لَيْتَن۪ي لَمْ اَتَّخِذْ فُلَانًا خَل۪يلًا

Furkan Suresi 28. Ayetinin Meali (Anlamı):

“Yazıklar olsun bana! Keşke falanı dost edinmeseydim!”

Furkan Suresi 28. Ayetinin Tefsiri:

Dünya hayatında iman yerine küfrü, kulluk yerine isyanı tercih ederek ve Peygamber (s.a.s.)’in davetine sırt çevirerek en büyük zulmü işlemiş kimseler kıyâmet günü çok pişman olacaklar, üzülüp kederlenecekler ve pişmanlıklarından ellerini ısıracaklardır. Burada “elleri ısırmak” ifadesi duyulan pişmanlığın derecesini göstermektedir. Yaşarken Peygamber’in yanında bir yol tutmuş; ona iman ve itaat ederek bir ömür sürmüş olmayı isteyecekler. Âhlar, vâhlar, keşkeler birbirini kovalayacak. Kur’an ve Peygamber düşmanlarını dost edinmiş olmamayı çok arzulayacaklar. Çünkü kendilerini Kur’an’dan, Peygamber’den ve bunların öğrettiği şekilde Allah’ı zikirden alıkoyan onlar olmuştu. Fakat bu pişmanlıkların bir faydası olmayacak. Mahşerin sert ve belâlı dalgaları içinde Allah’ın rahmetinden ümidini kesmiş, yapayalnız ve yardımcısız bir halde kalacaklardır. Zaten şeytanın istediği de önce insanı Allah’a kulluk ve şükür yolundan saptırmak, sonra da onu böyle yalnız, yardımcısız, yüzüstü bırakmaktır.

O halde insan dünyada kimleri dost edindiğine, kimlerle birlikte bulunduğuna ve kimlerin izinden yürüdüğüne dikkat etmelidir. Resûlullah (s.a.s.)’in bu yöndeki tavsiyeleri ne kadar güzeldir:

“İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya  sen satın alırsın, ya da hiç değilse onunla beraber olduğun sürece güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya  elbiseni yakar ya da en azından körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (Buhârî, Büyû’ 38; Müslim, Birr 146)

Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.)’e: “Ey Al­lah’ın Rasûlü! Kendileriyle oturup kalktıklarımızın en hayırlıları kimlerdir?” diye soruldu. Efendimiz şöyle buyurdu: “Kendisini gördüğünüz vakit size Allah’ı hatırlatan, konuşması ilminizi arttıran, ameli de size âhireti hatırlatan kimsedir.” (Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, X, 226)

İmam Zeynelabidîn, oğlu Muhammed Bâkır’a şöyle öğüt verir:

“Sayacağım dört zümreden kimse ile arkadaşlık etmeyesin, onlarla yola çıkmayasın:

  Fâsık: Bu içi bozuk biridir. Sırası geldiği zaman sana öyle bir şey satar ki, onda daha altı bulunmaz.

  Cimri: Çünkü senin en çok ihtiyaç duyduğun şeyi elinden almak ister.

  Yalancı: O, huysuz bir kadın tabiatındadır. Sana yakın olanı senden uzaklaştırmaya bakar. Sana uzak olanı da sana yakın göstermeye çalışır.

  Akrabasını ziyaret etmeyen: Çünkü onun, Allah’ın kitabında üç ayette lânete uğradığı bildirilmiştir.” (el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 144)

Malik b. Dinar şu nasihatte bulunur:

“Şüphesiz ki iyi olan kimselerle taş taşıman, senin için günahkârlarla birlikte hurma ve tereyağından yapılan bir tatlıyı yemenden daha hayırlıdır.”

Sonra da şu beyti okur:

“Hayırlı insanlarla arkadaşlık et,

Her türlü kötülükten uzak kalırsın.

Bir gün dahi kötülerle arkadaşlık edersen,

Pişman olursun!”

Unutmayın ki, neticede en büyük pişmanlığı, Kur’an’ı terk edip Resûlullah Efendimiz’in şu şikâyetine uğrayanlar duyacaklardır:

Furkan Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Furkan Suresi 28. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...