Evlenmek Niyetiyle Kadına Bakılabilir mi?

Sorularla İslam

Evlenmek niyetiyle kadına bakmanın hükmü nedir?

Bir erkek evlenmek istediği kıza, istemeden önce İslâmi ölçüler içinde bakabilir. Aynı şekilde kız da erkeğe bakabilir. Yanlarında üçüncü bir kişi bulunmak veya herkese açık bir yerde olmak şartıyla evlilik tasarlayan müstakbel eşlerin karşılıklı konuşmaları da mümkün ve caizdir.

EVLENMEK NİYETİYLE KADINA BAKMAK

1) Nişandan önce:

İslâm’da, erkeğin yabancı kadına bakma yasağının birtakım istisnaları vardır. İhtiyaç ve zarûret durumları bulununca veya evlenme düşüncesi olunca bakma yasağı kalkar. İhtiyaç ve zarûret konusunda “zarûretler sakıncalı olan şeyleri mübah kılar” prensibi uygulanır. Diğer yandan zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur.

Kadın da, kendisine talip olacak erkeğe bakması için birisini gönderebileceği gibi, bizzat erkeği kendisinin görme hakkı da vardır.

Erkeğin bir aracı koymaksızın, evlenmek istediği kızı bizzat görmesi. Onun, yüz ve beden güzelliğini anlaması için yüz, eller ve boya bakması yeterlidir. Yüz güzelliğe, eller de bedenin zarafetine delâlet eder.

Cabir b. Abdillah (r.a.)’ın naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: “Sizden biriniz bir kadınla evlenmek istediği zaman, onun evlenmesini teşvik edecek niteliklerine bakabilirse baksın.” Cabir şöyle diyor: “Bir câriye ile evlenmek istiyordum. Gizlice onu gözetledim ve evlenmemi teşvik eden bazı özelliklerini gördüm. Sonra da onunla evlendim.”[1]

Mugîre b. Şu’be (r.a.) bir kadınla evlenmek istiyordu. Hz. Peygamber ona; “Git ve onu gör. Çünkü görmek, birbirine ısınmanız için daha iyidir”[2] buyurdu.

Ebû Humeyd (r.a.)’in naklettiği bir hadiste, evlenme niyetiyle kadına bakılabileceği ve kadının durumu bilmemesinin de sonucu değiştirmeyeceği belirtilmiştir.[3]

Sonuç olarak, bir erkek evlenmek istediği kıza, istemeden önce İslâmi ölçüler içinde bakabilir. Aynı şekilde kız da erkeğe bakabilir. Yanlarında üçüncü bir kişi bulunmak veya herkese açık bir yerde olmak şartıyla evlilik tasarlayan müstakbel eşlerin karşılıklı konuşmaları da mümkün ve caizdir.

2) Nişanlılık süresinde:

Yukarıda da belirttiğimiz gibi nişan bir akit değil, bir evlilik sözü vermekten (va’D) ibarettir. Bu yüzden evlilikle ilgili yükümlülük ve sorumluluklar nişanla ortaya çıkmaz. Nişanlı erkekle kadın birbirine yabancı sayılır ve yanlarında mahrem birisi bulunmadıkça nişanlı kızla kimsenin olmadığı bir yerde başbaşa kalmak caiz olmaz.

Delil hadistir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Bir kimse kendisine helâl olmayan bir kadınla başbaşa kalmasın. Aksi durumda üçüncüleri şeytan olur. Ancak yanlarında bir mahremlerinin bulunması durumu müstesnadır.”[4]

Evlilikten önce birlikte gezip dolaşmak ve yanında anne, baba, kardeş, amca veya hala gibi bir mahrem olmaksızın erkekle başbaşa kalmak caiz değildir. Diğer yandan bu gibi birlikteliklerden bir yarar da sağlanmaz. Çünkü nişanlılar bu dönemde gerçek yüzlerini ortaya koymazlar. Kendilerini olduklarından başka türlü göstermeye çalışabilirler. Erkek duygularına yenilerek aceleci olabilir ve bundan da en büyük zararı kadın görür. Nişanın bozulması ya da bir gebelik durumunun ortaya çıkması özellikle kadını sarsan bir sonuç olur. Bu durumda kadının şerefi ve saygınlığı lekelenmiş bulunur.

Dipnotlar:

[1] Ebû Dâvûd, Nikâh, 18; Tirmizî, Nikâh, 5; A. b. Hanbel, III, 334, 360, II 286, 299, V, 324. Hadisin râvileri sika (güvenilir) olup, Hâkim, hadisin sahih olduğunu ortaya koymuştur. [2] Müslim, Nikâh, 74, 75; Tirmizî, Nikâh, 5; İbn Mâce, Nikâh, 9; Dârimî, Nikâh, 5; A. b. Hanbel, IV, 245, 246. [3] bk. Ebû Dâvûd, Nikâh, 18; Şevkânî, age, VI, 110. [4] Buhârî, Nikâh, 111, 112; Müslim, Hac, 424; Tirmizî, Radâ; 16, Fiten 7; A. b. Hanbel, I, 222.

Kaynak: Porf. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları