Enbiyâ Suresi 17. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Enbiyâ Suresi 17. ayeti ne anlatıyor? Enbiyâ Suresi 17. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Enbiyâ Suresi 17. Ayetinin Arapçası:

لَوْ اَرَدْنَٓا اَنْ نَتَّخِذَ لَهْوًا لَاتَّخَذْنَاهُ مِنْ لَدُنَّاۗ اِنْ كُنَّا فَاعِل۪ينَ

Enbiyâ Suresi 17. Ayetinin Meali (Anlamı):

Eğer biz eğlence edinmek isteseydik, bunların hiçbirini yaratmadan, onu kendi katımızda edinirdik. Fakat biz böyle bir şey yapmayız.

Enbiyâ Suresi 17. Ayetinin Tefsiri:

Cenâb-ı Hak, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunan bütün varlıkları oyun ve eğlence olsun diye yaratmamıştır. Eğer böyle bir arzusu olsaydı, gökleri ve yeri yaratmadan, insan gibi akıllı ve sorumlu mükemmel bir varlığı vücûda getirmeden, gözlerden tamâmen uzak bir şekilde kendi katında bunu yapardı. Hiç kimsenin buna bir müdâhalesi söz konusu olamazdı. Fakat böyle bir şey yapmak Allah’ın şânına yakışmaz. Cenâb-ı Hak bütün varlığı dinî ve dünyevî sayısız hikmet, ibret ve sebeplerle yaratmıştır:

  Dinî hikmet, insanın onların nasıl yaratıldığı üzerinde tefekkür ederek Allah’ı tanıması, O’na kulluk etmesi, O’nu zikredip şükretmesidir. Kâinat kadar geniş imtihan salonunda ve orada kendine sunulan imkânlar çerçevesinde imtihana tâbi tutulması; neticede ya kazananlardan veya kaybedenlerden olmasıdır.

Nitekim âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde akl-ı selim sahipleri için pek çok delil ve ibretler vardır.” (Âl-i İmrân 3/190)

“Düşünüp öğüt almak, bir de Rabbine şükretmek isteyenler için geceyle gündüzü peş peşe getiren de O’dur.” (Furkân 25/62)

Şâir der ki:

Akıllılar nazarında yeşil ağaçların yaprağı,

Hakk’ın mârifetinin bir divânıdır.

Kâinatta her şey Allah’ın ya lütfunun veya kahrının bir tecelli mekanıdır. Her zerrede hayret verici sırlar vardır. Şu mısra bu hakîkati ne güzel ifade eder:

Tefekkür gözüyle bak, arştan yeryüzüne dek,

Şaşırtıcı sırra sahip olmayan hiçbir zerre yok!

  Dünyevî hikmetine gelince, özellikle insanın dünya üzerinde yaşayabilmesi ve ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için bunlarda rakamlarla ifade edilemeyecek kadar faydalar vardır.

Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“O Allah ki, içinde gemiler O’nun koyduğu kanunlara göre akıp gitsin ve siz de O’nun lütfundan nasibinizi arayasınız diye denizleri sizin hizmetinize verdi. Umulur ki şükredersiniz. Ayrıca O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi tarafından bir lutuf olarak sizin hizmetinize verdi. Bütün bunlarda düşünen bir toplum için elbette nice dersler ve ibretler vardır.” (Câsiye 45/12-13)

Aslında bu âyetlerde; kâinatın hiçbir ciddi sebebe dayanmaksızın yaratıldığı, insanın her istediğini yapmakta serbest olduğu, ona hesap soracak hiç kimsenin olmadığı, yani kişinin iyi amellerinin mükafatlandırılıp kötü amellerinin cezalandırıldığı bir âhiret yurdunun olmadığı, dolayısıyla bir peygamberin davetine kulak asmanın gereksiz olduğu zannına dayanan bütün dünya görüşleri reddedilmektedir. Bu fikri zihinlere iyice perçinlemek üzere de şöyle buyrulmaktadır:

Enbiyâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Enbiyâ Suresi 17. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...