Enbiyâ Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Enbiyâ Suresi 16. ayeti ne anlatıyor? Enbiyâ Suresi 16. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Enbiyâ Suresi 16. Ayetinin Arapçası:
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَٓاءَ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِب۪ينَ
Enbiyâ Suresi 16. Ayetinin Meali (Anlamı):
Biz göğü, yeri ve aralarında bulunan şeyleri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
Enbiyâ Suresi 16. Ayetinin Tefsiri:
Cenâb-ı
Hak, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunan bütün varlıkları oyun ve eğlence
olsun diye yaratmamıştır. Eğer böyle bir arzusu olsaydı, gökleri ve yeri yaratmadan,
insan gibi akıllı ve sorumlu mükemmel bir varlığı vücûda getirmeden, gözlerden
tamâmen uzak bir şekilde kendi katında bunu yapardı. Hiç kimsenin buna bir
müdâhalesi söz konusu olamazdı. Fakat böyle bir şey yapmak Allah’ın şânına
yakışmaz. Cenâb-ı Hak bütün varlığı dinî ve dünyevî sayısız hikmet, ibret ve
sebeplerle yaratmıştır:
›
Dinî hikmet, insanın onların nasıl yaratıldığı üzerinde tefekkür
ederek Allah’ı tanıması, O’na kulluk etmesi, O’nu zikredip şükretmesidir.
Kâinat kadar geniş imtihan salonunda ve orada kendine sunulan imkânlar
çerçevesinde imtihana tâbi tutulması; neticede ya kazananlardan veya
kaybedenlerden olmasıdır.
Nitekim
âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün
birbiri ardınca gelip gidişinde akl-ı selim sahipleri için pek çok delil ve
ibretler vardır.” (Âl-i İmrân 3/190)
“Düşünüp
öğüt almak, bir de Rabbine şükretmek isteyenler için geceyle gündüzü peş peşe
getiren de O’dur.” (Furkân 25/62)
Şâir
der ki:
Akıllılar
nazarında yeşil ağaçların yaprağı,
Hakk’ın
mârifetinin bir divânıdır.
Kâinatta
her şey Allah’ın ya lütfunun veya kahrının bir tecelli mekanıdır. Her zerrede
hayret verici sırlar vardır. Şu mısra bu hakîkati ne güzel ifade eder:
Tefekkür
gözüyle bak, arştan yeryüzüne dek,
Şaşırtıcı
sırra sahip olmayan hiçbir zerre yok!
›
Dünyevî hikmetine gelince, özellikle insanın dünya üzerinde
yaşayabilmesi ve ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için bunlarda rakamlarla ifade
edilemeyecek kadar faydalar vardır.
Âyet-i
kerîmede şöyle buyrulur:
“O
Allah ki, içinde gemiler O’nun koyduğu kanunlara göre akıp gitsin ve siz de
O’nun lütfundan nasibinizi arayasınız diye denizleri sizin hizmetinize verdi.
Umulur ki şükredersiniz. Ayrıca O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi
tarafından bir lutuf olarak sizin hizmetinize verdi. Bütün bunlarda düşünen bir
toplum için elbette nice dersler ve ibretler vardır.” (Câsiye
45/12-13)
Aslında
bu âyetlerde; kâinatın hiçbir ciddi sebebe dayanmaksızın yaratıldığı, insanın
her istediğini yapmakta serbest olduğu, ona hesap soracak hiç kimsenin
olmadığı, yani kişinin iyi amellerinin mükafatlandırılıp kötü amellerinin
cezalandırıldığı bir âhiret yurdunun olmadığı, dolayısıyla bir peygamberin
davetine kulak asmanın gereksiz olduğu zannına dayanan bütün dünya görüşleri reddedilmektedir.
Bu fikri zihinlere iyice perçinlemek üzere de şöyle buyrulmaktadır:
Enbiyâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Enbiyâ Suresi 16. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...