Ekber Ne Demek?

NE NEDİR?

Ekber: Daha büyük, en büyük, âzam demektir.

EKBER KELİMESİNE ÖRNEKLER

Süfyân-ı Sevrî Hazretleri, büyük bir cezbe hâline girmişti. Yedi gün evine kapandı. Yemedi ve içmedi. Onun bu durumunu üstâdına bildirdiler.

Üstâdı:

“–Namaz vakitlerinin farkında mıdır?” diye sordu.

“–Şüphesiz onun farkında ve düzenli bir şekilde namazlarını edâ ediyor.” dediler.

Bunun üzerine üstâdı şöyle dedi:

“–Allâh’a hamdolsun ki, şeytanı onun üzerine musallat etmedi.”

Hak dostlarından biri anlatıyor:

“Zünnûn-i Mısrî’nin arkasında bir ikindi namazı kıldım. O mübârek velî kul, «Allâhü Ekber» dediği zaman “Allâh” zikrinin onun üzerinde öyle büyük bir te’sîri oldu ki, sanki bedeninde can kalmadı. Öylece dondu kaldı. «Ekber» dediği zaman da onun aldığı tekbirin heybetinden benim kalbim parça parça oldu.”

*****

Hadîs-i şerîfte buyurulur:

“Biriniz, azâlarının her birine sadaka vermesi gerekir bir vaziyette sabahlar. Her tesbîh (sübhânallâh) bir sadakadır; her tahmîd (elhamdülillâh) bir sadakadır; her tehlîl (lâ ilâhe illâllâh) bir sadakadır; her tekbîr (Allâhü ekber) bir sadakadır. Mârûfu emretmek bir sadakadır; münkerden alıkoymak bir sadakadır. Kılınacak olan iki rek’at duhâ namazı, işte bütün bunların yerini tutar.” (Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 81)

*****

“Kâbe, Âzeroğlu İbrâhim’in binâsıdır. Gönül ise, “Celîl” ve “Ekber” olan Allâh’ın nazargâhıdır.”

“Eğer sende basîret varsa, gönül Kâbe’sini tavaf et!. Topraktan yapılmış sandığın Kâbe’nin asıl mânâsı gönüldür.”

“Cenâb-ı Hakk, görünen, bilinen sûret Kâbe’sini tavaf etmeyi, kirlilikten temizlenmiş, arınmış bir gönül Kâbe’si elde edesin diye sana farz kılmıştır.”

“Şunu iyi bil ki, sen Allâh’ın nazargâhı olan bir gönlü incitir, kırarsan, Kâbe’ye yaya olarak da gitsen, kazandığın sevâb, gönül kırmanın günâhını dengeleyemez..”