Ehli Küfür Ne Demek?

NE NEDİR?

Ehl-i küfr: Kâfirler, îmânsızlar (iman etmeyen kişiler) anlamlarına gelir.

EHLİ KÜFÜR KELİMESİNE ÖRNEKLER

Cenâb-ı Hak, ehl-i küfrün bu psikolojisi hakkında şöyle buyurur:

“İnsana bir darlık dokunduğu zaman, yanı üzere yatarken, yahut otururken ya da ayakta iken Biz’e yalvarır; ama Biz onun sıkıntısını

kaldırınca, sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü Biz’e hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere, yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir.” (Yûnus, 12)

*****

Cuhfe, o zamanlar yahûdî ve müşriklerin bulunduğu bir bölge idi. Ahâlîsi müslümanlar aleyhine ehl-i küfre yardım ediyor, fitne ve fesat çıkarıyordu. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Allâh’a bu şekilde duâ ederek onların vebâ ile meşgûl olup kâfirlere yardım etmeye ve fitne-fesat çıkarmaya fırsat bulamamalarını dilemiştir.

*****

Osmanlı toplumu da bu ahlâk içinde yoğrulmuş ve böylece cemiyet huzur ve saâdetini ehl-i küfrü dahî hayran bırakacak bir derecede temin etmiştir. Fatih’in İstanbul’u fethinden sonra iki papazın Osmanlı esnafını tedkik için dolaşırken yaşadıkları şu hâdise, bu hâli ne güzel aksettirir. Papazlar, sabahın erken saatinde bir bakkala giderek bir şeyler almak istediler. Bakkal onlara:

“–Ben siftah yaptım. Siftah yapmayan komşumdan alın!” dedi.

Bunun üzerine diğer bakkala gittiler. O da aynı şekilde:

“–Ben siftah yaptım. Siftah yapmayan komşumdan alın!” dedi.

Böylece papazlar diğer dükkana gittiler. Aldıkları cevap hep aynı oldu. Nihayet ilk bakkaldan alışveriş yaptılar.

*****

Yâ Rabbî! Sultan Abdülhamîd Han gibi nice dâhîleri, yiğitleri ve ferâgat-i nefs sahibi has kulları yetiştirip Sen’in yolunda

fedâ eden ümmet-i Muhammed’i ehl-i nifâka ve ehl-i küfre karşı mansûr ve muzaffer eyle! Verdiğin yüce mes’ûliyetin ağırlığını taşıyacak güç ve kuvvet bahşet! Âmîn!..