Dünyada En Kötü Şey Nedir?

Kıssâlar

İnsanoğlunun, kendisine Cennet ve Cemâlullâhʼı temâşâ gibi muazzam nîmetler vaad eden yüce Mevlâʼya yönelmek yerine; gelip geçici nefsânî arzulara tamah etmesi, sefâletini saâdet zannetmesi ve üç günlük dünyasını îmâr etmek için ebedî âhiretini harâb etmesi, ne büyük bir hamâkattir.

Mâlik bin Dinar Hazretleri şöyle der:

“Bir gün Hasan-ı Basrî Hazretleriʼne sordum:

“‒Dünyada en kötü şey nedir?”

Hasan-ı Basrî g:

“‒Gönlün ölmesidir.” buyurdu.

“‒Gönül neden ölür?” diye sordum.

“‒Dünyayı sevmekten (yani dünyanın gelgeç sevdâlarına ve nefsânî arzularına râm olmaktan).” buyurdu.

Diğer bir Hak dostunun şu veciz ifâdesi de ne kadar hikmetlidir:

“Dîni sevenler dünyadan çıkmadı. Dünyayı sevenlerse dinden çıktı.”

Yani dindarlık, zühd ve takvâ; dünyadan el etek çekmek değil, -Süleyman -aleyhisselâm- misâlinde olduğu gibi- onun muhabbetini kalbe sokmamaktır. Dünyadan nasîbini ararken ona bağlanıp kalmamaktır. Zira bir gönlü dünya zevkleri ve sevgisi kuşatıp sarhoş etmişse, onun dîne yönelmesi, ilâhî hakîkatleri idrâk edebilmesi, ibadet ve tâatlerden zevk alabilmesi, son derece zordur.

Bu sebeple dünyevîleşme hastalığına yakalanmamak için, gönüllerimizin zühd ve takvâ ile derinleşmesi zarurîdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013