Dünya Sevgisi Bulaşmamış Kalp

Hikâyeler

Fuzuli, gerçek saadeti Allah sevgisinde arayanlardandır.

Fuzûlî, gerçek saâdeti bulmak için ferâgat köşesine çekilmiş ve nefsânî ihtirasları bir kenara itmiştir. Bunu şiire şöyle aksettirir:

Ne mülk ü mâl bana çerh verse memnûnem;

Ne mülk ü mâlden âzâde kılsa mahzûnem…

Bu hâl, tasavvufta pek mühim bir makamdır. Rivâyete göre Abdülkâdir Geylânî Hazretleri’nin ticâret kervanını harâmîler soymuşlardı. Gelip bunu kendisine bildirdiler. Bir müddet sükût ettikten sonra:

“–Elhamdülillâh!” dedi.

Aradan az bir zaman geçmişti ki, yeni bir haber geldi:

“–Efendim! Kervanınız harâmîlerden kurtarıldı! Hiçbir zarar yok!”

Hazret-i Geylânî, yine bir müddet murâkabeye daldı ve tekrar:

“–Elhamdülillâh!” dedi.

Etrafındakiler, bu duruma şaşırdılar. Merakla sordular:

“–Efendim! Kervanın harâmîlerin eline geçtiğini duyunca «Elhamdülillâh» dediniz. Sonra onun kurtarıldığını işittiğinizde de yine «Elhamdülillâh» diyerek hamd ettiniz! Bunun hikmetini anlayamadık!..”

ALLAH’A HAMD-Ü SENALAR OLSUN

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri, tebessümle şu cevabı verdi:

“–Kervanımın harâmîler tarafından gasp edildiğini duyunca gönlüme nazar ettim. Acabâ bir hüzün var mı, yani nazargâh-ı ilâhî olan kalbime dünya sevgisi bulaşmış mı diye kendimi yokladım. İçimde herhangi bir hüznün mevcut olmadığını görünce gönlümdeki Allah muhabbetinin dünya sevgisi ile zedelenmemiş olduğuna kanaat getirerek bu durumdan dolayı Cenâb-ı Allâh’a hamd ettim. Daha sonra kervanımın kurtarıldığı haberi gelince aynı şekilde hareket ederek bu defa kalbimde dünya malı dolayısıyla herhangi bir sevginin zuhûr edip etmediğine baktım. Böyle bir tehlikenin olmadığını müşâhede ile yine Rabbime hamd ettim...”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Müesseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları