Dert ve Endişeleriniz Neler?

Cemiyet Hayatımız

Bizim dert ve endişelerimizin ağırlık kısmını, dînî ve uhrevî meseleler mi teşkil ediyor, yoksa gündelik dünyevî telâşlar ve gelgeç nefsânî ihtiraslar mı?

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, sevinçte ve kederde, zaferde ve mağlûbiyette, bollukta ve darlıkta dâimâ “asıl hayatın âhiret hayatı olduğu”nu vurgulamış ve:

“…Allâhʼım! Bizi dînimizde musîbete uğratma! Dünyayı en büyük düşüncemiz ve gâyemiz, ilmimizin ulaşabileceği son nokta kılma!..”[1] niyâzında bulunmuşken; bizim dert ve endişelerimizin ağırlık kısmını, dînî ve uhrevî meseleler mi teşkil ediyor, yoksa gündelik dünyevî telâşlar ve gelgeç nefsânî ihtiraslar mı?..

ENDİŞE DUYUYOR MUYUZ?

Gündemimizi meşgul eden sayısız telâş ve endişe içinde “son nefes” endişesi, “âhiret” endişesi ve “ümmet-i Muhammed”in dertleri kaçıncı sırada yer alıyor?..

Unutmayalım ki, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in biz ümmetiyle ilgili bütün beyanları, hepimize, muazzam bir mes’ûliyet ufku telkin ediyor. Biz de O “raûf ve rahîm” Peygamberʼe vefâ göstererek ümmetin dertleriyle dertlenmeli, Efendimizʼin gül yüzünde bir tebessüm olabilmenin gayretiyle çırpınmalıyız.

Dipnot:

[1] Tirmizî, Deavât, 79.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Cafer-i Sadık (rahmetullâhi aleyh), Erkam Yayınları