Cimrilikten Korunan Kurtuluşa Erer!

Cemiyet Hayatımız

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efen­di­miz, as­hâb-ı ki­râm ara­sın­da, kı­yâ­me­te ka­dar ge­le­cek mü’min­le­re ışık tu­tan ör­nek bir kar­deş­lik bağı te­sis et­miş­tir. Ni­te­kim Mek­ke’den Me­dî­ne’ye hic­ret eden Mu­hâ­cir­ler i­le En­sâr ara­sın­da ger­çek­leş­ti­ri­len bu kar­deş­lik, tarihin bir ben­ze­ri­ne da­ha şâ­hid ol­ma­dı­ğı eş­siz bir tab­lo­dur.

En­sâr-ı kirâm, âdeta mal be­yâ­nın­da bu­lu­na­rak bü­tün var­lık­la­rı­nı or­ta­ya ko­yup Mu­hâ­cir kar­deş­le­riy­le eşit ola­rak bö­lüş­me­yi gö­ze ala­bil­miş­ler­dir. Bu­na mu­kâ­bil gö­nül­le­ri bi­rer ka­na­at ha­zi­ne­si hâ­li­nde olan Mu­hâ­cir­ler de is­tiğ­nâ gös­te­re­rek:

“–Ma­lın ve mül­kün sa­na mü­bâ­rek ol­sun kar­de­şim, sen ba­na çar­şı­nın yo­lu­nu göster, ye­ter!” di­ye­bil­me ol­gun­lu­ğu­nu ser­gi­le­miş­ler­dir. İş­te on­la­rın bu kar­deş­li­ği, Allah Te­âlâ ta­ra­fın­dan tak­dîr edil­miş ve ebe­dî bir me­saj ola­rak Kur’ân-ı Ke­rîm’de yer al­ma şe­re­fi­ne nâ­il ol­muş­tur:

“Daha önceden Medîne’yi yurt edinmiş ve gönüllerine îmânı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine hicret edip gelenleri severler ve onlara verilen ganimetlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. İhtiyaç içinde kıv­ran­sa­lar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (el-Haşr, 9)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları