Cezayir'de Hayalet Cumhurbaşkanı

ÜMMET

Cezayir’in, halk hareketlerinin görüldüğü diğer Ortadoğu ülkelerinden siyasi ve ekonomik anlamda pek farklı yönetilmediği yönündeki tespitlere rağmen Abdülaziz Budeflika neden Cezayir halkının umudu olabiliyor peki? 

Geçen ay Ortadoğu gündemini meşgul eden konulardan bir diğeri Cezayir’deki cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Ülkedeki islami partilerin boykot ettiği seçimlere katılım, resmi rakamlara göre %50, muhaliflere göre %20 oranında kaldı. Birçok sağlık problemi yaşayan, seçim sandığına tekerlekli sandalye ile ancak gidebilen Abdülaziz Buteflika dördüncü kez cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.

Seksenine merdiven dayamış, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle konuşma ve yürüme zorluğu çeken, ortalıklarda görülmemesi sebebiyle, “hayalet” diye anılan Abdülaziz Buteflika’nın dördüncü kez seçilmesi Ortadoğu medyasında, hem Budeflika hem de Cezayir halkı açısından “elem veren trajedi” olarak yorumlandı. 40 milyonluk Cezayir halkının kendilerini yönetecek bir aday çıkartamamış olmasına vurgu yapılarak.

Cezayir’in, halk hareketlerinin görüldüğü diğer Ortadoğu ülkelerinden siyasi ve ekonomik anlamda pek farklı yönetilmediği yönündeki tespitlere rağmen Abdülaziz Budeflika neden Cezayir halkının umudu olabiliyor peki?  Bu durum, 1991’de İslami Selamet Cephesi (FİS)’nin seçimlerin ilk turunu kazanmasının ardından gerçekleşen darbe sonrası yaşananlarla ilişkilendiriyor. FİS’in iktidara gelmesini Batı’nın desteğiyle engelleyen ordu, oligark ve laik bürokratik çevrelerin başını çektiği koalisyon, 10 yıl sürecek karanlık günlerin fitilini ateşlemişti. Faili meçhul cinayetler, toplu katliamlar ve şiddetin şiddeti doğurmasıyla geçen on yılın ardından Cezayir 200 bin insanını kaybetmişti. Cezayir halkının bugünkü siyasi ve ekonomik yapıyı kabullenişi o karanlık günlerin Cezayir halkının zihinlerinde bıraktığı o kötü anıların hâlâ canlılığını korumasıyla izah ediliyor.

Tabi bir de tıpkı şimdi Mısır’da olduğu gibi Cezayir medyasının bir taraftan islami hareketleri ve islami siyasi oluşumları şeytanlaştırırken, diğer yandan kendini daha yönetemeyecek düzeydeki Buteflika’yı kahramanlaştırıp, efsaneleştirmesi bu tablonun ortaya çıkmasındaki ana sebebi oluşturuyor.

Altınoluk Dergisi, Mayıs 2014, Beytullah Demircioğlu