“Bütün Tarîkatların Sonu, Nakşbendîlik’in Başıdır” Sözünden Kasıt Nedir?

Tasavvuf

“Bütün tarîkatların sonu, Nakşbendîlik’in başıdır” sözünün yoru-mu nasıldır? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor..

Bu söz, Nakşbendîlik’in diğer tarîkatlara üstünlüğü iddiâsından çok, diğer tarîkatların eğitim sistemi ile bu tarîkatın eğitim sisteminin farklılığını vurgulamaktadır. İmâm-ı Rabbânî’nin Mektûbât’ının muhtelif yerlerinde değişik açıklamalarla zikredilen bu söz, tarîkat gayretiyle diğer tarîk mensûblarını aşağılamak amacıyla söylenmiş bir söz değildir.[1]

Nakşbendîlik rûhânî bir tarîkattır. Diğer tarîkatların aşağı yukarı tamamı nefsânî yolu izler. Nakşbendîlik rûhânî tarîkat olma özelliği ile işin başında, nefsânî tarîkatlar ise işin sonunda mârifet tadı vermektedirler. Nefsânî tarîkatlarda nefsin etkisini azaltmak amacıyla riyâzat ve mücâhede usûlü uygulanır. Seyr u sülûkün tamamlanmasından sonra riyâzat sona erdiğinden yeme ve içmedeki tahdid kalkar.

Nakşbendîlik’te nefsânî tarîkatlar ölçüsünde riyâzat olmadığından sâlik işin başından beri yemekle ilgili bir riyâzata tâbi tutulmaz. Diğer tarîkatlarda riyâzat ve mücâhededen sonra gerçekleşen sohbet, Nakşbendî yolunun ilk esâsıdır. Dolayısıyla diğer tarîkatların sonda geldiği nokta onda başlangıçtan îtibâren vardır. Diğer tarîkatların başından sonuna uyguladıkları cehrî zikir, Nakşîlikte sâdece başlangıç hâlinde bulunur. Binâenaleyh bu sözün mutlak üstünlük gayretinden değil, metod farklılığından söylendiği anlaşılmaktadır.

Ayrıca diğer tarîkatlarda Allah Teâlâ’nın önce isim ve sıfatları zikredilir. Nakşbendîlik’te ise ism-i Zât ve ism-i Celâl denilen “Allah” zikriyle eğitime başlanır. Bu sebeple diğer tarîkatların sonda uyguladığı Nakşbendîlik’in ilk usûlüdür.

[1].     Bkz. Mektûbât, I, 66. Mektup; II, 23. Mektup.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları