Bir Müslümanın Yaşayacağı Ev Nasıl Olmalıdır?

Aile Hayatımız

İslam’a göre konut yapımında dikkat edilecek hususlar nelerdir? Bir Müslümanın evi nasıl olmalıdır?

İslam’a göre Müslümanın yaşayacağı evin özellikleri şöyledir:

1- Konut yapmaktan maksat kişinin kendisinin ve ailesinin mesken ihtiyacını gidermekle birlikte orada ibadet etmeye de niyet etmelidir. Çünkü ameller niyete göre değer kazanır. (Riyazü’s Salihin. C1, S. 2 H. No:1)

2- Yapılacak bina, ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar geniş olmalıdır. Dar mesken ihtiyaca cevap veremeyeceği gibi ruhi sıkıntıya da sebep olacağından sünnette geniş mesken tavsiye edilmiştir “Ademoğlunun bahtiyarlığına sebep üç şeydir: Saliha bir hanım, iyi bir binek ve geniş bir ev.” Genişlik evin yapıldığı saha ile ilgili olduğu gibi, evin bölümlerini de kapsamaktadır. Buna göre:

a) Evde ana-baba için ayrı oda.

b) Çocuklar için de ayrı bir oda bulunmalıdır. Allah Teala buyuruyor ki: “Ey iman edenler! Sağ elinizin malik olduğu (Köle ve cariyeler) ile sizden olup henüz büluğ çağına girmemiş (küçükler) şu üç vakitte, sabah namazından önce, öğle sıcağında elbisenizi çıkardığınız zaman, bir de yatsı namazından sonra (odanıza girecek olurlarsa sizden izin istesinler.” (Nur. 24/58) İşte bu mahremiyetin sağlanabilmesi için ana-baba ile çocukların odaları ayrı olmalıdır.

c) Ayrıca misafir geldiğinde onu ağırlamak için de bir misafir odası gereklidir. Çünkü misafirin ev sahibi üzerinde bir gün bir gece misafirlik hakkı olduğu, üç (Buh. Tec. Terc. C.12. S.132) güne kadar da ağırlanabileceği hadis-i şerifte belirtilmiştir.

d) Bunun dışında ailedeki fertlerin durumuna göre oda ilâve edilmelidir. Yani bir evde büyükbaba-büyükanne veya kız kardeş, hala, teyze, dayı, amca gibi aile bireyleri varsa onlar için ayrı bir oda tahis edilmeli, kesinlikle aile fertlerinin bir odada yatmalarına müsaade edilmemelidir.

İşte evin aile bireylerine cevap verecek kadar oda ihtiva etmesi evin genişliğiyle alakalıdır.

3- Yine ailenin ihtiyacını gidermek için her evde tuvalet ve banyo bulunmalıdır. Ancak bunlar yapılırken İslâmî kimliğimiz utunulmamalıdır. Zira Hz. Peygamber de: “Biriniz ihtiyacını gidermek istediğinde kıbleyi arkasına ve önüne almasın. Doğuya veya batıya doğru dönünüz.” (Buh.Tec. Terc. C. 1. S. 135. H. No. 118) buyurmuşlardır. Evin planı yapılırken bu hususa dikkat edilmelidir.

4- Ayrıca evin planında banyo yeri ayrılırken aile mahremiyeti göz önünde bulundurulmalıdır. Ne yazık ki bugün yapılan ev planları Hıristiyan batı kültürünün tesiriyle yapıldığında bu mahremiyeti ortadan kaldıracak niteliktedir. Halbuki gayrimüslimlerde gusül yapmak yoktur. İslâm’da ise banyo sadece maddi temizlik için değil, bunun yanında gusül de vardır.

5- Evin duvarlarına canlı resim yapmak veya asmak, evde heykel bulundurmak İslâm’a aykırıdır. Peygamber bir gün Hz. Ayşe’nin odasına girerken içeride üzerinde resimler bulunan bir yastık görünce, Hz. Ayşe’ye: “Şu yastığı karşımdan al. Üzerindeki tasvirler namazda iken hep bana görünüp duruyor.” (Buh. Tec. Terc. C.6. S.415) buyurur. Başka bir defasında da “Kıyamet günü insanların en şiddetli azap göreni Allah’ın yaptığına benzetenlerdir.” (Buh. Tec. Terc. C. 2. S.317) buyurmuştur.

Bu bakımdan evlerin duvarlarına canlı resmi nakşetmek veya canlı resmi bulunan eşyayı asmak putperestliği hatırlatması veya putperestliğe sevkedeceği endişesiyle yasaklanmıştır. Ancak içinde canlı mahluk bulunmayan manzara resmi asmakta bir mahzur yoktur. İmam Ebu Hanife canlı resmi bulunan halı, kilim, perde gibi eşyayı yere sermekte bir mahzur olmadığını beyan etmiştir. (Buh. Tec. Terc.C .2.S.316 H.No.244)

6- Yüksek bina yapmak kıyamet alâmetlerinden sayılmıştır. Meşhur Cibril hadisinde koyun çobanları bina yükseltmekle yarıştıkları zaman kıyametin beklenmesi gerektiği belirtilmiştir. (Müslim-İman) Yüksek bina yapmak İslâm’da israfa, gurura ve başkalarının gizli taraflarına vakıf olunabileceği endişesiyle hoş görülmemiştir. Bugün gerçekten büyük şehirlerde yükselen beton yığınlarının insanlar üzerinde ruhi bunalımlara neden olduğu, stres ve diğer ruh hastalıklarının başlıca amili olduğu ilgililerce dile getirilmektedir.

7- Bina yapılırken tek başına düşünülmemeli, komşulara zarar vermeyecek şekilde şehir planına uyularak yapılmalıdır. Komşunun evinin yolu penceresi, ışığı ve rüzgârı engellenmemeli, komşunun eviyle belirli bir âhenk içerisinde olmalıdır. Resulullah: “İnşa edeceğin binayı komşunun binasından daha yüksek yapma. Böylece onun rüzgârına mani olursun. Ayrıca komşunu tencereden çıkan kokuyla rahatsız etme. Ona da bir miktar gönder.” (12 Hz. Peygamber Sünnetinde Terbiye Doç. Dr. İbrahim Canan. S.465) buyurur.

8- Bina yapmak güç ister. Kişiyi zorlar Bu zorluk ise insanı maddi durumdan etkilediği gibi manevi yönden de tesir eder. Bu bakımdan ihtiyaçtan fazla bina yapmak hoş görülmemiştir.

9- Yapılacak binanın yeri seçilirken muhitine de dikkat edilmelidir. Atalarımız ev alma komşu al demişlerdir. Resûl-i Ekrem Efendimiz: “Kişinin bedbahtlığı üç şeydendir. Biri de evinin kötü olmasıdır.” buyurur. Esma (r.a.): Ya Resûlullah kötü ev nasıl olur? deyince:

“- Sahasının kötü olması” cevabını verir.

Kötülük fiziki ve coğrafi şartlar icabı olabileceği gibi ictimai ve hıfzıssıhha şartları bakımından da önem taşır. Yol, su, elektrik, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetlerinin bulunması gerektiği gibi, İslâm kültür ve âdetlerinin yaşandığı bir çevre de aranmalıdır. Zira aile ve çocuklar üzerinde çevrenin büyük tesiri olduğu muhakkaktır.

EVDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLAR

10- Bina yapıldıktan sonra evde şu hususlara dikkat edilmeli.

a) Evde köpek bulundurmak uygun görülmemiştir. Resûlullah: “Köpek bulunan eve melaike girmez.” buyurmuşlardır.

b) Evin içini ve çevresini temiz ve düzenli tutmalıdır.

c) Evde manevi hava tesis edilmelidir. Bunun için Kur’an okumak, namazlarının sünnetlerinin evde kılınması, camiye gidilemediğinde evde cemaatle namaz kılmak, dini kitaplar okuyup aile efradının dinlemesi, eve girerken selâm vermek vs.

Yine aile reisinin çoluk çocuğuna tatlı dil güler yüzle iyi nasihatlerde bulunması aile reisinin vazifelerindendir. İslâm’a aykırı gazete ve dergilerin eve sokulmaması, ahlâksız televizyon yayınlarının seyredilmemesi lâzımdır. Her gün evde “Vâkıa Suresi”nin okunması evde huzur ve bereketin sağlanması için tavsiye edilmiştir.

11- Bina gibi yeni bir şey yapıldığı ve nazar değmemesi istendiğinde nazarlık asmak doğru değildir. Maşâallah lâ havle velâ kuvvete illâ billah. “Allah ne dilerse o olur. Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.” (Kehf, 39) ayetini okumak daha uygundur.

Kaynak: Ali Kiraz, Altınoluk Dergisi, Sayı: 141