Bakara Suresi 204. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Bakara Suresi 204. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 204. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Bakara Suresi 204. Ayetinin Arapçası:

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُعْجِبُكَ قَوْلُهُ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَيُشْهِدُ اللّٰهَ عَلٰى مَا ف۪ي قَلْبِه۪ۙ وَهُوَ اَلَدُّ الْخِصَامِ

Bakara Suresi 204. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bazı kimseler var ki, dünya hayatına dâir sözleri senin hoşuna gider. Üstelik o, pek azılı bir düşman olduğu halde kalbindekine, sözünün özüne uygunluğuna Allah’ı da şâhit tutar.

Bakara Suresi 204. Ayetinin Tefsiri:

Âyetlerin iniş  sebebi hakkında şöyle bir rivayet vardır: Münafıklardan Ahnes b. Şureyk, Peygamber Efendimiz’e gelerek müslüman olduğunu söylemiş, bu durum Allah Resûlü (s.a.s.)’in pek hoşuna gitmişti. Ahnes, “Ben, müslüman olmayı dileyerek geldim ve Allah’a yemin ederim ki bu sözümde samimiyim” demişti. Sonra Efendimizin yanından çıkmış, yolda giderken müslümanlara ait birtakım ekinleri yakmış ve merkepleri öldürüp telef etmişti. İşte bunun üzerine bu âyetler indirildi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, II, 428) İniş sebebi bu olmakla beraber, âyetler, bu vasıfları taşıyan bütün münafıkları ve bozuk şahsiyetli kişileri şümûlüne almakta; münafıklık, riyâkârlık, düşmanlık, bozgunculuk ve tahripkârlık özelliği olan herkesi uyarmaktadır.

Burada çok tehlikeli bir insan tipi tasvir edilir. Münafıkların ikiyüzlü karakter özellikleri canlandırılır, bunlar belirgin ve canlı birer tablo haline getirilir: Karakter yapısı sergilenen bu kişi hoşa giden ve büyüleyici bir üslupla konuşmakta; kendisini iyiliğin, samimiyetin, dostluğun ve fedakârlığın bir sembolü olarak tanıtmaktadır. Konuşurken ağzından âdeta bal akmaktadır. Sözlerinin tesirini ve inandırıcılığını daha da arttırmak için kalbindeki duyguların doğruluk ve içtenliğine Allah’ı şâhit göstermektedir. Halbuki o, gönlünde en küçük bir sevgi ve müsamaha olmayan amansız bir düşmandır. Kalbinde kin, nefret ve düşmanlık kaynamaktadır. Âyette geçen اَلَدُّ الْخِصَامِ (eleddü’l-hısâm) (Bakara 2/204) ifadesine “düşmanlığı şiddetli; çok münakaşacı ve cidâlci; Allah’a isyanda şiddetli kasvet sahibi ve bâtıl yolda mücâdele eden; sözü kuvvetli ameli zayıf, hikmetle konuşan fakat hatalı iş yapan; zorba ve zâlim” gibi mânalar verilmiştir. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, II, 429-430)

Bu sebepledir ki yalancılığı ve kandırmacılığı meslek haline getirmiş olan bu tip, dönüp gidince veya hâkimiyeti ele geçirip sorumlu bir mevkiye gelince, maharetle gözlerden sakladığı gerçek yüzünü meydana çıkarır; kötülük, azgınlık, kin ve bozgunculuk saçan özünü gözler önüne serer. O, bütün katılığı, gaddarlığı ve bozgunculuğuyla bitki, hayvan ve insan bütün canlıların neslini yok etmeye, köklerini kurutmaya çalışır. Böyle bir tipe, Allah’tan korkması, O’nun gazabından sakınması söylenince, günahları sebebiyle boyun bükecek yerde tam aksine, nefsaniyetine dokunan bu söz karşısında kibir ve gurur damarları kabarır. Yanlış yolda olduğunu kabul edip doğruya yönelmeyi gururuna yediremez. Bu durum onu, daha fazla günah işlemeye sevkeder. Hatta işlediği günahlarla üstünlük taslamaya başlar. Daha da kötüsü, hiçbir utanma hissi duymadan doğrudan Allah’a başkaldırma serkeşliğinde bulunur. İşte bu yapıda ve karakterde olan kişilere layık olan ceza, cehennemdir. Onların yaptıklarına ancak o yaraşır. O, çok fenâ bir yatak, çok kötü bir yerdir.

Abdullah b. Mes‘ûd (r.a.) der ki: “Allah katında büyük günahlardan biri de kişinin, kendisine «Allah’tan kork» denilince, bunu gururuna yediremeyip “Sen kendine karış! Bana bunu emredecek sen mi kaldın” demesidir. (Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, VII, 271)

Önceki âyetlerde anlatılan “dinini dünyası için satan” insan tipiyle mukâyese imkânı vermek için gelen âyette Allah rızâsını kazanmada örnek alınacak “dünyasını dini uğruna satan” güzel bir insan karakteri tasvir edilmektedir:

Bakara Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Bakara Suresi 204. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...