Ayıpları, Hataları ve Kusurları Örtmek

Menkıbeler

Mü’minler din kardeşinin hakkında gıybet etmekten kaçınmalı, söyleyeceği bir sözü varsa bunu yüzüne (baş başa) karşı söylemelidir.

Mü’min, din kardeşinin huzûrunda veya gıyâbında, onun hoşlanmayacağı sözleri söylemekten kaçınmalıdır. Ancak emr bi’l-mârûf ve nehy ani’l-münker husûsunda, sükûta müsâade yoktur. Yani gerektiğinde din kardeşini îkâz için münâsip bir lisanla, tenhâda, gözlerden uzak olarak, baş başa nasihatte bulunmak zarûrîdir. Böyle bir durumda onun hoşlanıp hoşlanmadığına bakılmaz. Zira bu îkazlar, her ne kadar görünüşte ağırına giderse de, gerçekte onun için büyük bir iyiliktir.

Hak dostlarından Abdullah bin Mübârek Hazretleri, kötü huylu bir kimseyle yolculuk yapmıştı. Seyahatleri sona erip ayrıldıklarında, Hazret içli içli ağlamaya başladı. Bu hâle şaşıran dostları, niçin ağladığını sordular. O ince ruhlu Hak dostu, derin bir iç çekti ve nemli gözlerle:

“–O kadar yolculuğa rağmen beraberimde bulunan arkadaşımın kötü hâllerini düzeltemedim. O bîçârenin ahlâkını güzelleştiremedim. Düşünüyorum ki; acabâ benim bir noksanlığımdan ötürü mü ona yararlı olamadım? Şâyet o, benim hatâ ve kusurlarımdan dolayı istikâmete gelmediyse, yarın (hesap gününde) hâlim nice olur!..” dedi ve boğazında düğümlenen hıçkırıklarla ağlamaya devam etti.

BİRBİRİNİ YIKAYAN İKİ ELDEN MAKSAT

Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Mü’minler birbirleriyle karşılaştıklarında, birbirini yıkayan iki el gibidirler.” (Süyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs, no: 21028; Deylemî, Firdevs, IV, 132/6411)

Rabbimiz; mü’minlerin, birbirini yıkayan iki el gibi olmalarını arzu buyurmaktadır. Birbirini yıkayan iki elden maksat, birbirinin maddî-mânevî noksanını telâfî etmek, sevinç veya hüznünü paylaşmak, kusurlarını affetmek, derdine ortak olmak, birbirine öğütte bulunmak ve kardeşini kendinden daha iyi ve daha temiz bir insan olarak görmektir.

Ayrıca din kardeşinin bir yanlışını gördüğünde hemen menfî hüküm vermeyip önce hüsn-i zanla yaklaşmak, bu davranışının geçerli bir mâzereti olup olmadığına bakmak, kardeşlik âdâbındandır. Mü’minler; birbirlerini dâimâ hoş tutmalı, aslâ hor görmemeli, bilâkis kardeşinin Allah indinde kendisinden daha makbul olduğuna inanmalıdır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 1, Erkam Yayınları