Atların Zekâtı

Zekat Hesaplama

İslam’da atların zekatı var mıdır?

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Sizi at ve kölenin zekâtından muaf tuttum.”, “Müslümana kölesi ve atından dolayı zekât yoktur.” [1] Ancak Allah Elçisi’nin “üreme amacıyla bulundurulan sâime atları” bundan istisna ettiğini bildiren hadisler de nakledilmiştir.

Hz. Ömer uygulamada Allah Rasûlü ve Ebûbekir döneminde atlardan zekât alınmadığı gerekçesiyle, Şam’dan bu konuyu sormak için gelenlere, zekât gerekmediği yönünde cevap vermiştir.[2] Ancak daha sonra Şamlıların, atlarının zekâtını alması için Ebû Ubeyde İbnü’l-Cerrah’a başvurması ve Ebû Ubeyde’nin yazılı cevap istemesi üzerine, Hz. Ömer “atların zekâtını vermek istiyorlarsa, bu zekâtı almasını ve oranın yoksullarına dağıtmasını” yazılı olarak bildirmiştir.[3]

ATLAR ZEKATTAN MUAF MI?

Fakihlerin çoğunluğu, Hz. Peygamber’in atları zekâttan muaf tuttuğunu bildiren hadislere ve uygulamaya dayanarak, at çeşidine zekât gerekmediği görüşündedir.

Hz. Peygamber ve dört halife döneminde atlar genel olarak yolculuk, savaş ve nakliye işinde kullanıldığı için, diğer deve ve sığır cinsinin tarım ve nakliye işinde kullanılınca (âmile) zekâttan muaf tutuldukları gibi, atların da muaf tutulduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu atlar üremesi için yılın yarıdan çoğunu mer’alarda otlayarak geçirirse sâime olurlar. Nitekim Ebû Hanîfe ve Züfer’e göre; “nesli elde edilip ileride satılmak üzere, erkeği ve dişisi karışık bir halde yaşayan ve yılın çoğunu otlaklarda otlayarak geçiren sâime atlar için ya her at için 1 dinar (yaklaşık 4 gr. altın para) veya atın değeri üzerinden % 2.5 zekât vermek gerekir. Ebû Hanife’nin bu durumda atları, sâime niteliği yanında, ticaret malı sayarak zekâta tabi tuttuğu anlaşılmaktadır. Buradaki görüş ayrılığı at sahibine üretici zekâtı gerekip gerekmediği konusu ile ilgilidir. Atlar ticaret amacıyla yetiştirilir veya satın alınırsa, bunların zekât dönemi sonunda, değerleri üzerinden zekât matrahına eklenmesi gerektiğinde şüphe yoktur.

Dipnotlar:

[1] Buhârî, Zekât, 45, 46. [2] Ebû Ubeyd, Emvâl, nr. 1364. [3] Ebû Ubeyd, Emvâl, nr. 1365.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları