Ateşe El Uzatılır mı?

İbadet Hayatımız

Meselâ artık aklı yeten bir çocuk elini ateşe sokmaz. Onun yakacağını ve kendisine zarar vereceğini bilir. Peki ateşin yakacağını bile bile el uzatır mı?

Allah Teâlâ; insana sâir mahlûkattan farklı olarak, akıl ve temyiz kuvveti vermiştir.

Meselâ artık aklı yeten bir çocuk elini ateşe sokmaz. Onun yakacağını ve kendisine zarar vereceğini bilir.

Lâkin, cehennem ateşi gayb âlemindedir. Akıllı kişi; tıpkı önündeki ateşe elini uzatmanın zararını idrâk ettiği gibi, ebedî hayatta kendisini cehenneme dûçâr edecek haramlardan, günahlardan da uzak durmayı bilendir.

Bu kıvama misâl olması bakımından şu kıssa çok mânidardır:

İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed Han, umûmî bir af îlân etmiş ve Bizanslı mahkûmları serbest bırakmıştı. Bunlar arasında iki filozof papaz vardı.

Fatih, onlara cezalarının sebebini sordu. Onlar da şöyle dediler:

“–Biz, Bizans’ın en ileri gelen papazları idik. Kralın zulmünden, işkencelerinden, yaptığı rezâlet ve sefâhatten dolayı kendisini îkaz ettik. Âkıbetinin kötü, yıkılışının yakın olduğunu ve devletinin çökeceğini söyledik. O da, bu îkazımıza kızarak bizi zindana attı.”

Bu ifadeler, Fatih’in dikkatini çekti. Papazlara, Osmanlı Devleti hakkındaki düşüncelerini sordu. Onlar da, ancak bir müddet sonra kanaatlerini bildireceklerini ifade ettiler.

Papazlar, ellerindeki beratla her yere girip çıktılar. Çarşıda, mahkemede, her yerde muhabbet dolu bir kardeşlik, cömertlik ve takvâya şâhit oldular.

Papazlar, bütün bunları gezip gördükten sonra, hava kararırken kızlarını bir medreseye gönderdiler. Kızlar, kendilerine öğretildiği üzere, kapıyı açan gençlere;

“–Hava karardı, yolumuzu kaybettik. Bizi bu gece misafir eder misiniz?.. Çaresiziz…” dediler.

Talebeler; düşünüp taşındılar, nihayet kendi odalarını bu iki kıza verdikten sonra, araya bir perde gerip mangal başında sabahladılar. Sabahleyin de kızları yolcu ettiler.

Papazlar, merakla gecenin nasıl geçtiğini kızlarına sordular. Onlar da, olan hâdiseyi şöyle anlattılar:

“–Kendi yerlerini bize terk ettiler. Kendileri odanın ucuna çekildiler. Ortadaki mangal ateşini ellerine alıp bırakıyorlar, birbirlerine dehşetle;

«Rabbimiz bizleri cehennem azâbından korusun!.. Bizleri, ânı istikbâlle değiştiren ahmaklardan eylemesin!..» diyorlardı.

Bizlere dönüp bakmıyorlardı bile…”

Papazlar, bu güzel ve istikametli hâller devam ettikçe, Osmanlı’ya zeval gelmeyeceğini bildirdiler.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Ağustos, Sayı: 186