Aşılar Masum mu?

SIHHAT

mRNA teknolojisi nedir? Kovid-19 aşılarının olumsuz yan etkileri nelerdir? Aşılar masum mu? Çayın koruyucu etkisi var mı? Tahammül neden önemlidir? Ramazan Maden yazdı.

2023 Nobel ödülleri birçok alanda sahiplerini buldu. Nobel Tıp ödülü ise mRNA teknolojisini geliştiren bilim insanları Katalin Kariko ve Drew Weissman'a verildi. Peki, bu teknoloji size bir yerden tanıdık geliyor mu? Evet, mRNA teknolojisi 2019 yılında yaşadığımız Kovid-19 Pandemisi’ne karşı bazı aşıların hızlı bir şekilde geliştirilmesinde kullanıldı. Bu teknoloji ile Kovid-19 virüsündeki bazı yapısal proteinlerin kodlarını taşıyan genetik materyalin (mRNA) insan hücrelerine verilerek bu yapısal proteinlerin insan hücreleri tarafından üretilmesi ve virüse karşı bağışıklığı insan vücudunun kendi kendisine tetiklemesi hedefleniyor. Başta oldukça masum ve etkili bir yöntem gibi görünen bu teknoloji hem pandemi sürecinde hem de pandemi sonrası süreçte bazı tartışmaların odak noktası oldu. Pandemi sürecinde; insan sağlığı açısından bazı ciddi yan etkilerinin olma ihtimali (otoimmün hastalıkları tetiklemesi, yabancı bir genetik materyalin vücutta toksik etki oluşturma durumu), ilk defa insanlar üzerinde uygulanacak olması ve iyi niyetli olmayan bazı küresel odakların insanlığa bu gibi yöntemlerle zarar vermeyi hedeflemesi gibi noktalarda bu teknoloji ile geliştirilen aşılara şüphe ile yaklaşılıyordu. Bu durumu dile getiren birçok insana da aşı karşıtı gözüyle bakılıyordu. Pandemi sonrasında ise mRNA teknolojisi ile geliştirilen aşılar yüzünden birtakım ciddi yan etkilerin oluşması aşı karşıtı olarak yaftalanan insanların pek de haksız olmadıklarını gösteriyor.

AŞILAR MASUM MU?

Florida’da Eyalet Sağlık Merkezi, ‘Aşı Yan Etki Ölçüm’ sistemine Kovid-19 aşılarının halka uygulanmasından sonra diğer aşı uygulamalarına nazaran 4 kat daha fazla olumsuz bildirimde bulunulduğunu belirtiyor. Ayrıca eyalette hayatı tehdit edebilecek sağlık sorunlarının Kovid-19 aşılama sonucunda %4400 oranında arttığı bildiriliyor. Yapılan bir araştırmaya göre mRNA Kovid-19 aşılarının; pıhtılaşma bozuklukları, akut kalp rahatsızlıkları, felç ve ensefalit gibi ciddi yan etkiler açısından diğer aşılara nazaran daha riskli olduğu tespit edildi. İkinci bir çalışmada mRNA Kovid-19 aşılamasına takiben akut kalp durması veya diğer akut kalp rahatsızlıklarında artış olduğu bildirildi. Yine yapılan başka bir çalışmaya göre mRNA Kovid-19 aşılarının kalp rahatsızlıklarına neden olabileceğine dair kanıtlar bulundu.1 Yapılan başka çalışmalar üzerinde de mRNA aşılarının felç, miyokardit gibi çeşitli ciddi yan etkilere sahip olduğu görüldü.2

Bir aşının yan etkilerinin olması oldukça normal bir durum ancak bunun hayatı tehdit edecek düzeyde olması o aşının kullanımını ciddi anlamda sorgulamak gerektiğini gösterir. Ayrıca yapılan bu çalışmalar Kovid-19’un kısa süreli risklerini gösteren araştırmalardır. Uzun vadede bu aşıların insanlar üzerinde nasıl bir risk oluşturacağı hala tartışma konusu. Burada şu iki noktayı da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bilim, insanlığın yararına çok güzel işler yapabileceğimiz önemli bir alan ancak bilim genelde kendini yanlışlayarak ilerler ve bugün doğru dediğini yarınki teknolojik gelişmeler sonucunda yalanlayabilir. Bu durum ise bilimsel çalışmalar için normal bir durumdur. Bizler sadece bilimi değişmez gerçeklerin sözcüsü olarak görmeyelim yeter. İkinci nokta ise günümüzde bilim kılıfı altında birtakım yapıların insanlığın hayrına olmayacak aksiyonlar alması ve bazı dayatmalara girişmesidir. Bugün bilimsel araçlara sahip olan uluslararası bazı kurumlar tarafsız değildir. Nitekim insanlık bu ve benzeri kurumların hamisi olan zihniyetin son olarak Gazze’de yaşanan işgal girişiminde nasıl bir ikiyüzlülük yaptığını net olarak görüyor.

Sonuç olarak tüm bunları göz önünde tutarak yaşanan sorunlara karşı önümüze getirilen her çözümü millet ve idareciler olarak sorgusuz suâlsiz kabul etmememiz gerekiyor. Bu çözümün bilimsel olduğu söylense bile.

Kaynaklar: • Health Alert on mRNA COVID-19 Vaccine Safety, https://l24.im/6CfsE,  (14.11.2023) • Adverse events following COVID-19 mRNA vaccines: A systematic review of cardiovascular complication, thrombosis, and thrombocytopenia, https://l24.im/tUiKHY, ()14.11.2023)

ÇAY ULTRAVİYOLE IŞINLARA KARŞI KORUYOR

Türk bilim insanı Doç. Dr. Gülşah Gedik ve ekibinin yaptığı bir araştırmaya göre günlük hayatta tükettiğimiz çay, güneşin zararlı ışınlarına karşı koruma etkisi gösteriyor. Rize’den gelen yeşil ve siyah çayın kullanıldığı araştırmada evde demleme usulüyle elde edilen çay ekstresi jellere hapsedildi ve gönüllüler üzerinde deriye uygulanarak UV ışınlarına karşı koruyup korumadığı test edildi. Elde edilen sonuçlarda çayın dar bant ultraviyole değerinde ünlü bir markanın güneş kremiyle eşit derecede koruma sağladığı görüldü. Gedik, çayın tam olarak bir güneş koruyucusu olabilmesi için geniş bant UV değerinde de koruma sağlaması gerektiğini belirtiyor. Ancak şu ana kadarki araştırma sonuçlarına göre çayın UV ışınlarının zararlı bazı etkilerine karşı potansiyel bir koruma etkisine sahip olduğu belirtiliyor.1,2

Bizdeki tarihi nispeten yeni de olsa çay gündelik hayatta koyu muhabbetlerimize eşlik eden önemli bir içecek ancak yine her işte olduğu gibi çay tüketimi konusunda da dengeli olmak gerekiyor.

Kaynaklar: 1) Araştırmaya Göre Çay, Potansiyel Bir Güneş Işığı Koruyucusu, https://l24.im/m65zdJ, (14.11.2023),  2) In vivo evaluation of black and green tea dermal products against UV radiation, https://l24.im/3TQ2Y4S, (14.11.2023)

BİR GÜZEL KELİME: TAHAMMÜL

Gün geçtikçe tahammülümüz azalıyor, tükeniyor. Çok basit sebeplerden bile öfkelenebiliyoruz. Sebepsiz yere ikili ilişkilerimizde kalp kırıyor ve hatta karşımızdakine fiziksel zarar verebiliyoruz. Daha da kötüsü tahammülü kalmayan insan kendisine zarar verip hayatına kastedebiliyor. Bu açıdan dünyada intihar eden insan sayısına baktığımızda sadece bu yıl bir milyona yakın insanın intihar etmiş olması oldukça düşündürücü.1 Her ne kadar zor da olsa ihtiyacımız olan şey güzelce tahammül gösterebilmek.

Tahammül (تحمّل) Arapça bir kelime. Kelimenin etimolojisine baktığımızda h-m-l kökünden geliyor. Kur’an-ı Kerim’de insanı annesinin karnında belirli bir süre taşıdığını/yüklendiğini söyleyen ayet-i kerimelerde* “taşıma” kelimesi hamala (حَمَلَ) kelimesi ile ifâde ediliyor ve bu kelime de h-m-l kökünden geliyor. Ayrıca hamal kelimesi de yine h-m-l kökünden geliyor. Bir zamanlar yaygın bir iş kolu olan hamallıkta, insanların bu mesleği yapabilmeleri için güçlü ve dayanıklı olmaları gerekiyordu. Bu bilgiler sonucunda tahammül kelimesini tekrar düşününce etrafımızdaki insanlara tahammül gösterirken iki özelliğe sahip olmamız gerekiyor. Birincisi, bir anne hassasiyeti ve zerâfeti diğeri ise bir hamal dayanıklılığı.

Kaynaklar: 1)  https://www.worldometers.info/tr/ , Erişim 05.09.2023 *) Lokman Suresi 14. Ve Ahkaf Suresi 15. Ayet-i Kerimeler

Kaynak: Ramazan Maden, Altınoluk Dergisi, Sayı: 454