Ammâr bin Yâsir’in (r.a.) Teslimiyeti

Sahabiler

Ammâr bin Yâsir’in (r.a.) Allah’a teslimiyeti nasıldı? O, Allah’ın rızasını kazanmak için canını feda etmeye hazır bir şekilde tüm benliğiyle O’na nasıl bağlanmıştı?

Sahâbe-i kirâmdan Ammar bin Yâsir -radıyallâhu anh-’ın bir sefer sırasındaki hâli, Allah’a olan muhabbetini ve O’nda fânî oluşunu güzel bir şekilde ifade etmektedir.

AMMAR BİN YASİR’İN (R.A.) TESLİMİYETİ

Ammar bin Yâsir -radıyallâhu anh- bir savaşa iştirâk etmek üzere Fırat kıyısında yürürken, içinde bulunduğu hâlet-i rûhiyeyi şöyle dile getiriyordu:

“Ey Allâh’ım! Kendimi şu dağdan atarak aşağıya yuvarlamamın, Sen’in benden daha fazla hoşnut kalmana vesîle olacağını bilsem, bunu hemen yaparım.

Büyük bir ateş yakarak içine atlamamın, Sen’in benden daha çok râzı olmana vesîle olacağını bilsem, onu derhâl yaparım.

Yâ Rabbi! Kendimi suya atıp boğulmamın, Sen’in daha ziyâde hoşnutluğunu celbedeceğini bilsem, onu hemen yaparım.

Ey Allâh’ım! Ben sırf Sen’in rızân için savaşıyorum, beni zarara uğratmamanı diliyorum, ben Sen’i istiyorum.” (İbn-i Sa’d, III, 258)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları