Altın Silsile'nin 15. Mürşid-i Kâmili

Abidevi Şahsiyetler

Kendisine kadar “Hâcegân” ismiyle tanınan tasavvuf yolunu, nakşettiği silinmez mühürle “Nakşibendiyye” yapan büyük bir mürşid…

Muhammed Bahâüddîn Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼin gönül âleminden, nasipli yüreklere aksede aksede günümüze kadar teselsül eden irşad nûruna vâris olmuş, büyük bir Allah dostu… Üstelik Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-ʼe nisbeti yalnızca mânen değil. O, aynı zamanda Seyyid, yani Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-ʼin pâk nesebinden…

Kendisine kadar “Hâcegân[1] ismiyle tanınan tasavvuf yolunu, nakşettiği silinmez mühürle “Nakşibendiyye” yapan büyük bir mürşid

GÖNÜL TABÎBİ

O, Allah muhabbetini ve îman lezzetini kalplere nakşeden bir gönül tabîbi…

Altın Silsileʼnin 15. mürşid-i kâmili…

Uçsuz bucaksız bir mânevî tasarruf deryâsı, mârifetullah okyanusu…

Her türlü varlık ve benlik illetlerinden arınmış, tevâzû, hiçlik, diğergâmlık ve mahviyet şâhikası…

O, velîler ordusunun serdârı...

MUHTEŞEM MÂNEVÎ MAKAM

Şüphesiz ki bu muhteşem mânevî makam, her şeyden evvel Cenâb-ı Hakkʼın çok müstesnâ bir lûtfu. Fakat o lûtfa mazhar olan kalbî istîdat, irâde kuvveti, azim ve iştiyak da, bir o kadar müstesnâ…

[1] Hâcegân: “Hoca” kelimesinin çoğulu olup din âlimi, ehl-i tarîk hocaefendiler demektir. Nakşibendiyye yolunun mürşidleri ekseriyetle ilmiye sınıfından oldukları için, bilhassa Nakşibend Hazretleriʼnden önceki dönemde bu isimle yâd edilmişlerdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013