Allah Yolunda İnfâk Sadece Zenginlerin Ameli Değildir

İbadet Hayatımız

Allah yolunda infâk etmek sadece zenginlere mahsus bir amel değilidr. Peygamber Efendimiz (s.a.v) anlatıyor...

Peygamberimiz’in öğrettiği hususlardan biri de, infâkın sadece zenginlere mahsus bir keyfiyet olmadığıydı. Ümmetinin -zengin olsun fakir olsun- her ferdinin infak ve ikram heyecanını yaşamasını arzu ederdi.

Bir gün şöyle buyurdu:

“–Bir dirhem, yüz bin dirhemi geçmiştir.”

Ashâb-ı kiram;

“–Bu nasıl olur, ey Allâh’ın Rasûlü?” diye sorduklarında, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şu cevabı verdi:

“–Bir adamın iki dirhemi vardı. Bunlardan en iyisini tasadduk etti. (Yani malının yarısını sadaka olarak vermiş oldu.)

Diğeri (ise hayli zengin biriydi) o da malının yanına varıp, malından yüz bin dirhem çıkardı ve onu tasadduk etti.” (Nesâî, Zekât, 49)

Hazret-i Osman -radıyallâhu anh- malını Allah yolunda infâk etmekle meşhurdu. Rahmet rüzgârları gibi her yöne hayır saçar, bir gün tasaddukta bulunur, ertesi gün köle âzâd eder, diğer gün fakir ve yoksulları doyurur, böylece vermek üzerine kurulu bir hayat yaşardı. Bir gün bir zât Hazret-i Osman’a gelerek;

“–Ey mal sahibi zenginler! Bütün hayrı alıp götürdünüz; malınızdan tasaddukta bulunuyor, köle âzâd ediyor, hacca gidiyor ve infâk ediyorsunuz!” dedi.

Hazret-i Osman;

“–Siz gerçekten bize gıpta ediyor musunuz?” diye sordu. O zât;

“–Evet, vallâhi size gıpta ediyoruz!” dedi.

Bu sefer Hazret-i Osman -radıyallâhu anh- şu cevabı verdi:

“–Allâh’a yemin ederim ki bir kimsenin zorluk çekerek infâk ettiği bir dirhem, çok malın bir kısmından infâk edilen on bin dirhemden daha hayırlıdır.” (Beyhakî, Şuab, 3/251)

Hazret-i Osman; çok infâk ettiğine güvenmiyor, tevâzu ve mahviyet içinde amelini az görerek infâka devam ediyordu.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: Kasım, Sayı: 225