Âl-i İmrân Suresi 72. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 72. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 72. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Âl-i İmrân Suresi 72. Ayetinin Arapçası:

وَقَالَتْ طَٓائِفَةٌ مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ اٰمِنُوا بِالَّذ۪ٓي اُنْزِلَ عَلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَجْهَ النَّهَارِ وَاكْفُرُٓوا اٰخِرَهُ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَۚ

Âl-i İmrân Suresi 72. Ayetinin Meali (Anlamı):

Ehl-i kitaptan bir kısmı kendi aralarında şöyle konuştular: “Mü’minlere indirilen Kur’an’a günün başında inanmış gibi görünüverin; günün sonunda ise onu inkâr edin. Belki böylece dinlerinden şüpheye düşüp önceki inançlarına geri dönerler.”

Âl-i İmrân Suresi 72. Ayetinin Tefsiri:

Rivayete göre yahudilerden 12 kişilik bir hahamlar grubu birbirlerine: “Günün başında Muhammed’in dinine girin; «Muhammed’in gerçek peygamber olduğuna, doğruluğuna şehâdet ederim» deyin; günün sonuna ulaşınca da inkâr edin ve: «Biz âlimlerimize, hahamlarımıza dönüp sorduk, onlar da bize Muhammed’in bir yalancı olduğunu, sizin din adına herhangi bir şey üzere bulunmadığınızı söylediler. Biz de önceki dinimize döndük. O bize sizin dininizden daha hoş göründü» deyin. Belki onlar da: «Bunlar günün başında bizimle beraberdiler, şimdi bunlara ne oldu?» diyerek dinlerinde şüpheye düşerler” dediler. Allah Tealâ bu âyet-i kerîmeyle Peygamberine onların bu durumunu haber verdi. (Taberî, III, 423)

Ehl-i kitabı bu tarzda bir davranışa sevkeden sebep, sırf kendilerine verilen kitap ve ilim üstünlüğünün bir benzerinin başka birisine yani Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ve Araplara da verilmiş olmasıdır. Buna duydukları şiddetli hasetleri yüzünden böyle şeyler söylüyor ve birtakım tuzaklar hazırlıyorlardı. İkinci olarak da peygamberlik ve kitap verilen o insanların, kıyâmet günü Allah’ın huzurunda inkârlarına karşı delil getirip, bununla kendilerini susturmalarından korkuyorlardı. Zira peygamberlerin kıyamet günü Allah’ın huzurunda muhaliflerine karşı delil getirecekleri dini bir hakikattir. Onların bu hasetleri ve korkuları, Allah’ın hükmünü asla değiştirecek değildir. Sonsuz lutuf, ihsan ve ikramın yegâne sahibi olan Cenâb-ı Hak, peygamberliği, kitap, ilim ve hikmeti kullarından istediğine vermekte hürdür. Kimsenin buna engel olması veya müdâhalede bulunması mümkün değildir. Allah’ın lütfu geniştir, kudret ve kuvveti sonsuzdur. O, her şeyi en iyi bilendir; ilmi sınırsızdır. Bu sebeple O, dilediği kulunu istediği şekilde üstün kılabilir; rahmetini ona tahsis edebilir.

Ehl-i kitabın hepsi bir değildir; içlerinden son derece güvenilir olanlar bulunduğu gibi, en küçük dünyalığa tama eden güvensizler de mevcuttur. Şöyle ki:

Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 72. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...