Âl-i İmrân Suresi 25. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 25. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 25. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Âl-i İmrân Suresi 25. Ayetinin Arapçası:

فَكَيْفَ اِذَا جَمَعْنَاهُمْ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ ف۪يهِ وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Âl-i İmrân Suresi 25. Ayetinin Meali (Anlamı):

Geleceğinde hiç şüphe olmayan kıyâmet günü hesaba çekmek için onları bir araya topladığımızda halleri nice olacak? Çünkü o gün herkes iyi-kötü ne yapmışsa karşılığını eksiksiz alacak ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.

Âl-i İmrân Suresi 25. Ayetinin Tefsiri:

Âyetlerin iniş sebebiyle alakalı şöyle bir olay anlatılır:

Resûl-i Ekrem (s.a.s.), bir defasında yahudileri îmana davet etmek için okullarına gitmişti. Başkanları olan Nuaym b. Amr Efendimiz’e: “Sen hangi dindensin?” diye sordu. Peygamberimiz de: “İbrâhim’in dinindenim” dedi. Nuaym: “Fakat İbrâhim yahudi idi” deyince Peygamberimiz: “Öyleyse bu konuda bizimle sizin aranızda hakem Tevrat’tır. Onu getirin bakalım!” dedi, fakat onlar getirmek istemediler. Aynı durum, yahudilerle ilgili bir recm hâdisesinde de tekerrür etmiştir. (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VII, 188) Bu şekilde iniş sebepleri olmakla birlikte, âyetlerden asıl hedeflenen mâna, belirli bir zaman ve zeminde vuku bulmuş bir hâdiseye değinmenin ötesinde, bir taraftan Allah’a inandıklarını söyleyen, diğer taraftan da O’nun emir ve yasaklarına tâbi olmaktan ve Allah’ın kitâbını hakem kılmaktan kaçınan kimselerin, özellikle din âlimleri ve toplum önderlerinin çelişkilerini ortaya koymaktır.

Ehl-i kitab’ın “Sayılı birkaç günden başka bize ateş asla dokunmayacak” (Âl-i İmrân 3/24) şeklindeki kuruntularıyla alakalı izah Bakara sûresi 80. ayette yapılmıştı. Onların bu tarz uydurdukları asılsız şeyler, kendilerini oyalamakta, hak dini öğrenip ona tabi olmalarını engellemekte ve aldanmalarına sebep olmaktadır. Tabii olarak doğrunun yerini eğri, hakkın yerini bâtıl almaktadır.

Halbuki “din”, ciddîye alınması gereken bir husustur. Çünkü dünyadaki amellerimiz dinin kaidelerine göre değerlendirmeye tabi tutulacak ve âhiret hayatımız buna göre tanzim edilecektir. Ölüm, tekrar diriliş ve mahşerde Allah’ın huzurunda toplanmak kaçınılmazdır. Hiçbir ferdin bunun dışında tutulması mümkün değildir. Orada inceden inceye hesaplar görülecek, ilâhî takdire göre herkese amelinin karşılığı tam olarak verilecek ve kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır. O halde bütün insanların din hususunda kuruntu ve hayallerden vazgeçip Hak katında gerçek din olan İslâm’ı seçmeleri ve ona göre bir hayat yaşamaları zaruridir.

Zira kullarına bir lutuf olarak hak dini gönderen Allah Teâlâ, istediği her şeyi yapabilecek, va‘dettiklerini yerine getirebilecek sonsuz kudret ve izzet sahibidir:

Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 25. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...