Akîka Kurbanının Dini Hükmü Nedir?

Kurban

Akîka nedir, ne zaman kesilir? Akîka kurbanının dinimizdeki yeri nedir?

Yeni doğan çocuğun başındaki ana tüyüne “Akîka” denir. Böyle bir çocuk ihsan ettiği için Yüce Allah’a şükür olmak üzere kesilen kurbana da “Akîka” adı verilmiştir. Bu kurbana “Nesike” de denir.

AKÎKA KURBANININ HÜKMÜ NEDİR?

Akîka kurbanı Hanefîlere göre mübah veya mendup, diğer üç fıkıh mezhebine göre sünnet, Zâhirîler’e göre ise vâciptir.

İbn Abbas (r.anhümâ)’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için akika kurbanı olarak birer koç kesmiş ve ümmetine de yeni doğan erkek ve kız çocukları için akîka kurbanı kesmelerini tavsiye etmiştir.[1]

Ancak Hanefîler akika kurbanı ile câhiliyye devrinde Recep ayının ilk on gününde kesilen “Atîre” veya “Recebiyye” denilen kurbanların neshedildiğini kabul ederler. Çünkü Hz. Aişe’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Kurban, kendisinden önceki bütün kurban kesimlerini neshetmiştir” [2] Ancak Allah rızası için kesilecek bu kurbanları yasaklayan özel bir hüküm bulunmadığı için isteyen bunları yapar, isteyen yapmaz.

AKÎKA KURBANI NE ZAMAN KESİLİR?

Akika kurbanı, çocuğun doğduğu günden ergenlik çağına ulaşıncaya kadar kesilebilirse de, doğumun yedinci günü kesilmesi müstehaptır. Aynı günde çocuğa isim verilmesi ve saçının kesilerek ağırlığınca altın veya gümüşün tasadduk edilmesi de tavsiye edilmiştir.

Bu kurbanın amacı doğum, düğün gibi sevinçli olayların çevreye duyurulması, mutluluğun onlarla paylaşılması ve sonuçta sosyal yapının ve dayanışmanın güçlenmesidir.

Kurban olmaya elverişli olan her hayvan akikaya da elverişli sayılır. Erkek çocuk için kesileceği gibi kız çocuğu için de kesilir ve her biri için bir koyun kesilmesi yeterli olur.

Kesilen akîka kurbanının etinden kurban sahibi, aile bireyleri ve yakın dostları yiyebileceği gibi, yoksullara da dağıtılabilir.

Dipnotlar:

[1] Ebû Dâvud, Edâhî, 20; Tirmizî, Edâhî, 16, 19; Nesâî, Akîka, 1, 4; Mâlik, Muvatta’, Akîka, 6; A. b. Hanbel, V, 355, 361. [2]
Zuhaylî, age, II, 636.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları