Âdiyât Suresi 8. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Âdiyât Suresi 8. ayeti ne anlatıyor? Âdiyât Suresi 8. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Âdiyât Suresi 8. Ayetinin Arapçası:

وَاِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَد۪يدٌۜ

Âdiyât Suresi 8. Ayetinin Meali (Anlamı):

O, malı aşırı sevmesi ve onu biriktirmeye olan tutkusu yüzünden son derece cimridir.

Âdiyât Suresi 8. Ayetinin Tefsiri:

  اَلْكَنُودُ (kenûd), hakkı ve iyiliği men eden, kendinde bulunanı vermeyen demektir. Araplar verimsiz toprağa اَرْضٌ كَنُودٌ (arzun kenûdun) derler. Burada “pek nankör” anlamında kullanılmıştır.

Hadîs-i şerifte “kenûd” şöyle tarif edilir:

“O öyle bir nankördür ki yalnız başına yer, hizmetçisini döver, mâlî vazifelerini yerine getirmez.” (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXX, 354)

Gerçekten insan Rabbine karşı çok nankördür. Rabbi kendisine bunca nimetler ihsan ettiği halde o, Rabbinin yolunda zerre kadar bir şey harcamaktan çekinir. Zekâtını vermez. Hayır ve hasenat yapmaz. Başına gelen sıkıntıları, musibetleri sayar döker; fakat üzerindeki nice nice nimetleri unutur. Kendisi de bu haline şâhittir. Bakacak olsa Rabbinin sonsuz keremini, cömertliğini, kendisinin ise ne kadar nankör ve cimri olduğunu görür. Yahut insan, âhirette nankör olduğuna dair aleyhine şâhitlik yapar. Onun nakörlük ve cimriliğinin sebebi ise dünyayı ve dünya malını aşırı sevmesidir.

8. âyet-i kerîmede dünya malı için اَلْخَيْرُ (hayr) tâbirinin kullanılmasının hikmeti, insan fıtratının ona meyletmesi ve çoğu insanın dünya menfaatinden dolayı onu mutlak hayır zannetmesidir. Aslında âyette insanın bu zannı yerilmektedir. Yâni insan, mal ve serveti mutlaka “hayır” sanarak sevdiği, ona aşırı bir hırs ve tutkuyla bağlandığı için cimridir, eli sıkıdır. “Malı mülkü de sınırsız bir sevgiyle seviyorsunuz” (Fecr 89/20) âyeti bu gerçeği anlatır. Bu yüzden Allah için o malın hakkını vermek, hayra sarf etmek, umûmun menfaatine hizmet etmek istemez, kıskanır. Onu kazanmak husûsunda çok güçlü ve hırslı olurken, sıra o malın şükrünü ödemeye gelince zayıflığını ileri sürerek nankörlük eder ve infaktan kaçınır. Nitekim Resûlullah (s.a.s.) de onun bu halini şöyle bir misalle anlatır:

“Âdemoğlunun iki vâdi dolusu altını olsa üçüncüsünü ister. Onun karnını ancak toprak doldurur...” (Buhârî, Rikâk 10)

Fakat böyle davranması onun lehine değil, kesinlikle aleyhinedir:

Âdiyât Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Âdiyât Suresi 8. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...