2016’da Yüreklerimizi Yakan En Büyük Dram

ÜMMET

Kuşatma altında aylarca açlığa, susuzluğa mahkûm edilen, Esed’in ve İran’ın şebbihalarına karşı direnen Halepliler daha fazla dayanamadı ve Halep düştü. Halep katliamı 2016’da yüreklerimizi yakan en büyük dramdı.

Hiç kuşkusuz yılın son günlerinin en çok acı veren, yüreğimizi en çok kanatan gelişmesi Halep’deki soykırımı tüm dünyanın eli kolu bağlı izlemesi oldu. Kuşatma altında aylarca açlığa, susuzluğa mahkûm edilen, Esed’in ve İran’ın şebbihalarına karşı direnen Halepliler daha fazla dayanamadı ve Halep düştü.

Halep değildi düşen aslında, insanlık onuruydu. Halepli kadınlar, bebeler katledilmedi sadece, Rusya’nın, İran’ın, Esed rejiminin, Haşdi Şabisinden, Fatimiyyun’a kadar dünyanın dört bir tarafından, Sünnileri katletmesi için toplanıp getirilen teröristler eliyle. Haleplilerle birlikte insanlık ta katledildi. Bütün dünya seyretti 21. yüzyılın bu en acımasız katliamını.

Kobani için ayağa kalkan Batı’nın ikiyüzlülüğünü bir kez daha gördük Halep’te yaşanan katliam karşısında sessizliğe gömülmeleriyle. Tek dişi kalmış Batı medeniyetinin terörü, teröristi kendi çıkarlarına göre nasıl tanımladıklarını bir kez daha tecrübe ettik. Sivilleri diri diri yakarak vahşette DAİŞ terör örgütünü bile geride bırakacağını gösteren Haşdi Şabi teröristleri Batı’ya göre “Milisti”, terörist değil. Tıpkı Türkiye’de onlarca masum insanı kanını döken PYD/PKK teröristlerine yaklaştıkları gibi, DAİŞ’e karşı savaştıkları iddiasıyla Haşdi Şabi ve onun türevi terör gruplarını ve dolayısıyla katliamlarını meşrulaştırdılar.

Ve yine Halep katliamını sadece kınaması vesilesiyle bir kez daha müşahede ettik İslam dünyasının acizliğini ahlar vahlar içinde.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 371. Sayı