Anarşi ve Terörün Çaresi

Cemiyet Hayatımız

İçindeki zayıfların, incitilmeden haklarını alamadıkları bir cemiyet iflâh olmaz.

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Ey îman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan adaletle şahitlik eden kimseler olun…” (Mâide, 8)

Resûlullah buyurdular:

“…İçindeki zayıfların, incitilmeden haklarını alamadıkları bir cemiyet iflâh olmaz…” (İbn-i Mâce, Sadakât, 17)

Büyük fizikçi ve düşünür Pascal (Paskal) yalın bir gerçeği şu cümleyle özetlemiş: “Adaletsiz kuvvet zalim, kuvvetsiz adalet âcizdir.” Adalet; ölçü, denge ve tarafsızlık demektir. Tarafsızlıktan maksat, eşya ve olayları değerlendirirken objektif davranmaktır. Hakkı ve haklıyı ortaya çıkarmak için sevgi, nefret ve menfaat gibi duyguların tesirinde kalmaksızın hareket etmektir.

Adalet, ölçü ve denge demek olduğuna göre varlık âleminin ve mülkün temeli adalettir. Çünkü her şey hassas bir denge üzerine kurulmuştur. Makro ve mikro âlem bir düzene göre işlemektedir. Düzen bozulduğu zaman her şey altüst olur, kıyamet; varlıklar arasındaki tabii dengenin bozulmasıyla gerçekleşir.

Aslında adalet bizatihi en büyük kuvvettir. Çünkü kuvvet bile varlığını hak ve adalete dayandırmak suretiyle devam ettirebilir. Adaleti tahrip eden kuvvet, farkında olmadan kendi kendini tahrip etmektedir.

Hak, hukuk tanımayan kuvvet zorbalıktır. Zalim ve kaba kuvvet adaletin yerini almaya kalkarsa dünyada orman kanunu işlemeye başlar. Bu ise tam bir anarşi ve terör demektir. Dünya şantajların, rüşvetlerin, çetelerin, mafyaların ve haramilerin hâkim olduğu bir kurtlar sofrasına döner.

Kaynak: Ali Rıza Temel, Altınoluk Dergisi, Şubat-2003