Zekât ile İlgili Kadınlara Getirilen Kolaylıklar

Zekat

Kadınlara zekat farz mıdır? İslam’da zekât konusunda kadınlara getirilen Kolaylıklar...

Zekât, erkekler gibi zengin olan kadınlara da farzdır. Kur’ân-ı Kerîm’in 28 âyetinde “Namaz kılınız ve zekât veriniz” emri kadınları da kapsar. Diğer yandan; “Onların mallarından zekât al ki onları temizleyip mallarını çoğaltasın.”[1] Hasat edildiği gün de yoksulun hakkını verin.”[2] âyetlerinde de erkekle kadın arasında bir ayırım yapılmamıştır. Genel olarak Hz. Peygamber’in hadislerinde de durum böyledir. Kadınların zekât yükümlüsü olduklarını gösteren özel deliller de vardır.

Amr b. Şuayb babası yolu ile dedesinden şu hadisi nakletmiştir: “Yemenli bir kadın kızı ile birlikte Hz. Peygamber’in yanına gelmişti. Kızının kolunda iki tane altın bilezik vardı. Allâh’ın Rasûlü kadına; “Bunların zekâtını veriyor musun?” diye sorunca, kadın “hayır” dedi. Hz. Peygamber; “Kıyamet gününde Yüce Allâh’ın bu iki bileziği senin koluna ateşten bilezik olarak takmasını ister misin?” buyurdu. Bunun üzerine kadın, bilezikleri kızının kolundan çıkarıp Allah elçisinin önüne bıraktı ve şöyle dedi: “Bilezikler Allah ve Rasûlüne aittir.” [3]

Erkeğin mal varlığında “temel ihtiyaç” hesaplamasına aile bireylerini geçindirme harcamaları girerken, evli bir kadının geçim harcamaları kocasının üzerine vâcip olduğu için, evli kadın için borçlarına karşılık tutma dışında temel ihtiyaç olarak yedek ayırmak gerekmez. Evli kadına ait altın, gümüş, nakit para veya ticaret malı, nisap 96 gram altın veya bunun karşılığı kadar, nakit para veya ticaret malı miktarına ulaşırsa ve üzerinden de bir yıl geçmiş olursa kadın zekât yükümlüsü olur.

Bekâr veya dul bayanlar ise erkekler gibi temel ihtiyaçları için yukarıda belirttiğimiz yedek akçe ayırma hakkına sahiptir. Hesap üzerinde zekât dışı bırakılan miktar ayrıldıktan sonra geride nisap miktarına ulaşan altın, gümüş, nakit para vb. olur ve üzerinden de bir yıl geçmiş bulunursa kadın zekât yükümlüsü olur.

Mâlikilere göre kadının kullanmakta olduğu altın veya gümüş zînet takımlarına zekât gerekmez. Çünkü Abdullah b. Ömer’in (ö.73/692) kızlarına ve câriyelerine taktığı zînet eşyasından zekât vermediği nakledilmiştir.[4] Şâfiîlere göre ise, kadının normalin üstünde zînet eşyası ile, erkeğe ait zînet eşyasına zekât gerekir. Kadının normal zînetleri ise zekâta tabi olmaz.[5] Hanbelîlere göre de kullanılan altın ve gümüş zînet eşyasına zekât gerekmez. Kadının zînetleri 200 miskal (800 gr. altın)ın üstünde olursa, normalin dışına çıkmış sayılır ve zekâta tabi olur.[6]

Sonuç olarak, İslâm’da kadın kendi malı üzerinde dilediği tasarrufu yapma hakkına sahiptir. Evlilikte de eşler arasında “mal ayrılığı rejimi” geçerlidir. Bu yüzden kadın, kocasının serveti dikkate alınmaksızın, bağımsız olarak zekât, öşür, fitre, kefaret, diyet ve kurban kesmek gibi malî sorumlulukları bizzat üstlenmiş olur.

Dipnotlar:

[1] Tevbe, 9/103. [2] En’âm, 6/141. [3] Nesâî, Zekât, 69; Ebû Dâvûd, Sünen, I, 358. Bu hadis zayıftır. [4] Mâlik, el-Müdevvene, I, 8, II, 22, 53. [5] Şirâzî, el-Mühezzeb, I,158 vd.; Şirbînî, Muğnî’l-Muhtaç, Mısır, t.y., I, 390 vd. [6] İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 9-17.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları