Zariyat Suresi 18. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Zariyat suresi 18. ayeti nasıl anlamalıyız? Zariyat suresi 18. ayette belrtilen vaktin fazileti ve önemi nedir?

Hüdâyî Hazretleri buyurur:

Anın fazlıyla devreyler felekler,

Ziyâyı andan alır mihr eğer mâh…

“Ve biʼl-eshâri hüm yestağfirûne”

Bak, istiğfâr eyle her seher-gâh!..

“Gökyüzü ve semâvî varlıklar, Cenâb-ı Hakkʼın fazl u keremiyle dönüp dururlar. Ay ve Güneş de, nûrunu Oʼndan alır. Sen de «Seherlerde bağışlanma dilerler.» (ez-Zâriyât, 18) âyetine bak da, her seher vaktini istiğfâr ile ihyâ et.”

Rabbimiz’in ikram ve ihsanlarının kullarına âdeta sağanak hâlinde yağdığı seherlerde bilhassa istiğfar ve gözyaşını ganimet bilmek gerekir. Nitekim Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyuruyorlar:

“Rabbimiz her gece dünya semâsına tecellî eder ve:

«Tevbe eden yok mu, onun tevbesini kabûl edeyim? İsteyen yok mu, ona istediğini vereyim? İstiğfâr eden yok mu, onu bağışlayayım?» diye nidâ eder.” (Müslim, Müsâfirîn, 168-170)

Bizim ilâhî affa ihtiyacımız yok mu? Tabi ki hepimiz Oʼna muhtacız. O hâlde af ve lûtuf kapılarının âdeta ardına kadar açıldığı, tevbe ve istiğfârın en makbul zamanı olan seherleri kaçırmayalım. Nitekim Rabbimiz:

(O müttakî kullar) geceleri pek az uyurlar, seher vakitlerinde de istiğfâra devam ederlerdi.” (ez-Zâriyât, 17-18) buyurarak kullarını o vakitte istiğfâra davet ediyor.

Diğer taraftan, seher vaktini ibadetle ihyâ edip o mânevî ziyafette rûhunu lâyıkıyla doyurabilen bir müʼmin, gündüze yüksek bir feyz ve rûhâniyetle girer. O mânevî kuvvetle, nefsânî ve şeytânî tuzaklara karşı daha mukâvemetli olur. Gündüzünü takvâ hassâsiyetiyle geçiren bir müʼmin de tekrar sehere kalkmakta zorluk çekmez.

Dolayısıyla bizler de tıpkı Güneş batınca Ay’ın doğması, gece ile gündüzün sürekli vardiya değiştirmesi gibi; geceden gündüze, gündüzden de geceye mânevî bir zindelikle girmeye gayret etmeliyiz.

Bir adam İbrahim bin Edhem Hazretleri’ne gelerek:

“–Gece ibadetine kalkamıyorum, bana bir çare öğret.” demişti. İbrahim bin Edhem Hazretleri, ona şu cevâbı verdi:

“–Gündüzleyin Allâh’a isyân etme; geceleri O seni huzûrunda durdurur. Zira geceleyin O’nun huzûrunda bulunmak, yüce bir şereftir. Günahkârlar bu şerefi hak edemezler!”

Dolayısıyla seherleri ihyâ hususunda ihmal ve gafletimiz varsa, gündüzlerimizi gözden geçirmeli, hatâ ve kusurlarımızın tevbe ve telâfisine yönelmeliyiz.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2023 – Şubat, Sayı: 444