Yoksul Kişi Cömertliğin Aynasıdır

İHSAN

Fakiri ve garibi red için ağızdan çıkacak her ses ve nefes, onun kalbini incitir. Sanki sathına hohlanmış ayna gibi kalp buğulanır. Parlaklık ve derinliği zâyi olur. Cömertliğin keremini göstermez olur. Amellerimiz, infaklarımız dâimâ gözümüzde devleşir. Bizi oyalar ve aldatır. Bize haz hamallığı yaptırır. Dicle’den ve onun sahibinden habersiz olduğumuz için bir testi su, gözümüzde bir deryâ olur. 

Dünyevî isteklerimiz bitmek ve tükenmek bilmez. Sahip olduğumuz her şeyi kendimizin tabiî hakkı zannederiz. Bizden bir fedâkârlık istenince, kendi mülkümüzden isteniyormuş gibi tavrımız değişir. Bunun neticesinde emânetin ve sehâvetin kristal, berrak ve zarif aynası lekelenir.

Hâlbuki Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede:

“Sakın yetime kahretme (ve onu ezme)! Fakiri de reddetme (yâni el açıp istemek mecbûriyetinde kalan yoksulu azarlayıp boş çevirme)!” (ed-Duhâ, 9-10) buyurur.

İHSANIN GÜZELLİĞİ FAKİR VE GARİPLERLE ORTAYA ÇIKAR

Mevlânâ -kuddise sirruh- bir beytinde:

“Güzeller, saf ve berrak ayna aradıkları gibi, cömertlik de fakir ve zayıf kimseler ister. Güzellerin yüzü aynada güzel görünür, in’âm ve ihsânın güzelliği de fakir ve gariplerle ortaya çıkar.” buyurur.

Güzeller, güzellik ve endamlarını seyretmek için aynanın esiri olurlar. Hattâ arkası gölgeli camlara bile kendilerini görmek için bakarak geçerler. Mânevî ve aslî güzellik olan cömertlik de, kendisini bîçârelerin ve fakirlerin gönül aynasında seyreder.

Mevlânâ Hazretleri buyurur:

“Yoksul kişi cömertliğin aynasıdır. Sakın aynaya karşı gönül kırıcı sözler söyleyerek o aynayı buğulandırma.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Mesnevî Bahçesinden BİR TESTİ SU, Erkam Yayınları.