Yetimlerle İlgili Hadîs-i Şerîfler

İnfak

Kendisi de yetim olan Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yetimler üzerine büyük bir şefkatle titrerdi. Zira Kur’ân-ı Kerîm’de yetimin muhâfazasına dâir pek çok âyet-i kerîme mevcuttur.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, üç yetim yavrunun ihtiyaçlarını karşılayan kişinin, gecelerini ibadet, gündüzlerini oruçla geçiren ve her şeyini fedâ ederek gece-gündüz Allah yolunda koşan kişi gibi sevap kazanacağını beyan etmiştir. (İbn-i Mâce, Edeb, 6)

Şöyle buyurmuştur:

“Ben her mü’mine, mutlaka, dünya ve âhirette insanların en yakınıyımdır. Dilerseniz şu âyeti okuyun: «O Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha evlâdır/yakındır...» (el-Ahzâb, 6)

Hangi mü’min vefât eder de geride bir mal bırakırsa vârisleri onu alsınlar. Borç veya bakıma muhtaç birini bırakmışsa o da bana gelsin, ben onun mevlâsıyım (himâye ve yardım edicisiyim).” (Buhârî, Tefsir 33/1, Kefâlet 5, Ferâiz 4, 15, 25; Müslim, Ferâiz, 14)

EN HAYIRLI EV

Yine şöyle buyururlar:

“Müslümanlar içinde en hayırlı ev; içinde yetime iyi muâmele edilen evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de yetime kötü muâmele edilen evdir.” (İbn-i Mâce, Edeb, 6)

“Bir kimse, müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlakâ cennete koyar.” (Tirmizî, Birr, 14/1917)

“Bir kimse sırf Allah rızâsı için bir yetimin başını okşarsa elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap yazılır...” (Ahmed, V, 250)

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN YAĞMUR DUÂSI

İbn-i Ömer -radıyallâhu anhumâ- şöyle anlatır:

“Peygamber Efendimiz’in (Medîne’de minbere çıkıp) yağmur duâsı yaptığını ve daha minberden inmeden oluktan boşanırcasına şarıl şarıl yağmur yağdığını görünce, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in mübârek yüzüne baka baka Ebû Tâlib’in Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hakkındaki şu şiirini hatırladım:

Beyaz, mübârek bir insandır O;

Yüzü suyu hürmetine yağmur istenir bulutlardan.

Yetimleri doyuran, dulları koruyandır O.” (Buhârî, İstiskâ, 3)

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz son nefesine kadar yetimleri düşündü ve muhafaza etti. Ümmetine de bunu vasiyet etti.

Enes -radıyallâhu anh- da şöyle anlatır:

“Vefâtı esnâsında Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yanındaydık. Bize üç defâ:

«–Namaz hususunda Allah’tan korkun!» buyurdu. Sonra da şöyle devam etti:

«–Emriniz altındaki insanlar hakkında Allah’tan korkun, iki zayıf hakkında Allah’tan korkun: Dul kadın ve yetim çocuk. Namaz husûsunda Allah’tan korkun!»

Sonra; «Namaz, namaz!» diye tekrar etmeye başladı. (Mübârek lisanları söylemez olunca bile) rûh-i şerîfleri çıkıncaya kadar, bunu içten içe tekrar edip durdular.” (Beyhakî, Şuab, VII, 477)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Fahr-i Âlem - Habîbi Hüdâ Hz. Muhammed Mustafâ, Erkam Yayınları, 2013