Yer ve Gök İle İlgili Ayetler

İLİM

Bu âlemde zerreden kürreye kadar ne varsa, hepsi ilâhî bir sanat hârikasıdır. Her tarafta insan idrâkine sunulan sayısız hikmet tecellîleriyle kâinât, âdeta ilâhî kudret nakışlarının bir sergi salonu gibidir.

SEMA

Cenâb-ı Hakk’ın kudret ve azametinin delillerinden biri, göklerde, yerde ve yıldızlarda sergilenen ilâhî saltanattır. Göklerdeki hârikulâdelikleri tefekkür etmemek, insan idrâkinin muazzam bir hikmet sergisinden mahrum kalmasına sebep olur.

Kâinât; yaratılışı, nizâmı ve âhengiyle, düşünen insanlar için mühim bir ibret vesîlesidir. Bunu ifâde eden pek çok âyet-i kerîme vardır. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“Üstlerindeki semâya bakmazlar mı ki onu nasıl binâ etmiş, süslemişizdir; onda hiçbir çatlak da yoktur. Yeryüzüne de bakmazlar mı ki onu nasıl döşedik, ona sağlam dağlar attık ve onda gönül açan her çiftten bitkiler yetiştirdik ki temâşâsına doyum olmaz. (Bütün bunları) Allâh’a yönelen her kulun gönül gözünü açmak için ve ona ibret vermek için yaptık.” (Kāf, 6-8)

SU

“Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetiştiriyor. Sonra onlar kurur da sapsarı olduklarını görürsün. Sonra da onu kuru bir kırıntı yapar. Şüphesiz bunlarda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.” (ez-Zümer, 21)

Toprağın üstünde kalan su, insanlara hizmet eder. Onların yiyeceğinde, içeceğinde, temizliğinde ve muhtelif ihtiyaçlarının giderilmesinde kullanılır. Bu yüzden zaman zaman kirlenir. Fakat Cenâb-ı Hak onu muhteşem bir nizâm ile temizleyip tekrar kullarına ikrâm eder.

Kaynak yeri: Osman Nuri Topbaş/ Tefekkür, Erkam Yayınları, İstanbul, 2010

YEDİ KAT YER HAKKINDAKİ HADİSLER

KUR'ÂN BİR OKYANUSTUR, KABIN KADAR SU ALABİLİRSİN