Yahudi Alimler Neden “Kitap Yüklü Eşekler”e Benzetilmiştir?

TEFEKKÜR

Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede, Benî İsrâil âlimlerini neden “kitap yüklü merkepler”e benzetmiştir?

Fânî vücut gemisi ecel girdabında çırpınırken, asıl ihtiyaca cevap vermeyen, kendisiyle amel edilmeyen, kulu mârifetullâhʼa ulaştırmayan kuru bilgilerin hiçbir faydası olmayacak.

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî buyurur:

“Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmazsan, câhilsin demektir.”

KİTAP YÜKLÜ EŞEKLER

İlim, yaşanmak için olursa bir kıymet ifade eder. Aksi hâlde kuru bir hamallıktan ibârettir. Tıpkı bir merkebe, sırtında taşıdığı ciltler dolusu kitabın hiçbir faydası olmadığı gibi. Nitekim bildikleriyle amel etmeyen Benî İsrâil âlimlerini, Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede; “kitap yüklü merkepler”e (el-Cum’a, 5) teşbih etmektedir.

Bkz. “Tevrat’ın hükümlerini uygulamakla yükümlü tutulan, fakat bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlerin hâli, ciltlerle kitap taşıyan eşeğe benzer. Allah’ın âyetlerini yalanlayan topluluğun hâli ne kötüdür! Allah zâlimler topluluğunu doğru yola erdirmez.” (Cuma suresi, 5)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları