Vasiyet Üzerine Bozulmayan 27 Yıllık İftar Geleneği

RAMAZAN ÖZEL

Yalova'da 1990'da vefat eden hayırsever Güngör'ün ölmeden önce inşa ettirdiği camide iftar verme geleneğini, çocukları ve torunları 27 yıldır sürdürüyor.

Yalova'da 1966'da inşa edilen Hacı Hayriye Hanım Camisi'nde çeyrek asrı aşan süredir düzenlenen iftardan ihtiyaç sahiplerinin yanı sıra Suriyeli sığınmacılar da yararlanıyor.

Hayriye Güngör'ün torunu İlker Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu geleneğin 27 yıl önce anneannesinin vasiyeti üzerine başladığını belirterek şunları dile getirdi:

"Bir gün evde iftar hazırlığı yapılırken rahmetli anneannem Hacı Hayriye Güngör, dışarıyı seyrediyor iftar saatini bekliyordu. Dışarıda insanlar bakkal, pide ve lokanta kuyruğundaydı. Dükkanların önü kalabalıktı. İftara başladık sohbet anında 'Çocuklar ben bir şey düşündüm, ramazan ayında camimizin altı müsait, güzel bir yemek versek bu insanlar evlerine götürseler nasıl olur?' dedi. Onun bu isteği bizi büyük bir sevince boğdu. Dayılarım da memnuniyetle 'Olur anne.' dedi. Biz o sene ramazan ayının sonuna yakın iftar vermeye başladık. İlk iftarımızı verdiğimiz sene Bulgaristan'dan da çok sayıda göçmen soydaşımız geldi, onlar ilk yıllarda buradan çok iftar aldı."

İlk yıllarda sayı olarak çok fazla kişiye ulaşamadıklarını ifade eden Kaya, şöyle devam etti:

"İlk iftar verdiğimizde 150-200 kişi olarak başladık. Hayriye Hanım'ın torunları ve çocukları bir araya gelerek bir havuz oluşturduk. Sürekli havuza ilaveler yaptık. Tecrübe elde ettikten sonra da şimdi burada bin 400 kişilik yemek dağıtılıyor. Suriyeli, Iraklı misafirlerimiz var. 80 Suriyeli aile de buradan her gün yemeğini alıyor. İşinde çalışıp da iftara yetişemeyenler, onlara her gün 5 çeşit yemek veriyoruz. O kadar çok yardım geliyor ki mesela bugün bir vatandaş 3 kuzu göndermiş. 'Yarın ne yapacağız?' diye düşününce bir araba caminin önüne yanaşıyor bir bakıyoruz ki içinden gıdalar, zeytinler, peynirler indiriliyor. Müthiş bir bereket yaşıyoruz. Çok fazla miktarda ekmek geliyor. Artan yemekler de kesinlikle atılmıyor. Son ana kadar dağıtım yapıyoruz. Artan yemekleri de kendi imkanlarımızla Çalıca köyüne götürüp oradaki ihtiyaç sahiplerine veriyoruz. Ne ekmeğimiz ne yemeğimiz asla ziyan olmuyor."

İhtiyaç sahiplerinin tespiti için titiz çalışma yaptıklarına da değinen Kaya, şunları söyledi:

"Ramazan ayından önce muhtarlarımızı arıyoruz. Onların aracılığıyla mahallelerindeki ihtiyaç sahiplerini tespit ediyoruz. Muhtarlardan aldığımız listeyle hareket ediyoruz. Daha sonra Yalova Belediyesinin aracılığıyla kentte anons yapıyoruz. Bu gelenek 27 yıldır devam ettiği için buradan yemek alanlar birbirlerine söylüyor. Her sene sayımız artarak devam ediyor. Yemekler insanlarda damak tadı da yapmış. 'Bugün pilav tuzluydu az oldu, yemeğin yağı az olmuş.' diyenler var. Bir aile ortamı içerindeyiz."

Kaynak: AA