Teyemmüm Ayeti nasıl Nazil Oldu?

Siyer-i Nebî

Teyemmüm ayeti nasıl nazil olmuştur? Teyemmüm ayetinin nazil olma sebebi.

Ümmü’l-mü’minîn Âişe (r.a) şöyle buyurur:

“Seferlerinin birinde Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’le birlikte yola çıkmıştık. Beydâ veya Zâtü’l-Ceyş’e vardığımızda, (kardeşim Esmâ’dan ödünç aldığım) gerdanlığım kopup kayboldu. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) gerdanlığın aranması için o mahalde beklediler. İnsanlar da O’nunla beraber beklediler. Hâlbuki bir su başında değillerdi. Bazı insanlar, Hz. Ebûbekir Sıddîk’a gelip:

«‒Âişe’nin yaptığını gördün mü? Rasûlullah Efendimiz’i de diğer insanları da yollarından alıkoydu. Onlar bir su başında değiller, kimsenin yanında da su yok!» dediler.

Babam Ebûbekir (r.a) benim yanıma geldi. O esnâda Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) de uyumuş, mübârek başını dizime koymuştu. Ebûbekir (r.a) bana:

«‒Sen, Rasûlullah Efendimiz’i de diğer insanları da yollarından alıkoydun. Onlar bir su başında değiller, kimsenin yanında da su yok!» dedi.

Ebûbekir (r.a) beni azarladı ve bunun yanında bazı şeyler de söyledi. Eli ile de böğrüme vurmaya başladı. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in mübârek başı dizimde olduğu için hiç kıpırdamadım. Sabah olunca Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) kalktılar. Hiç su yoktu. Allâh -azze ve celle- Hazretleri teyemmüm âyetini inzâl buyurdu. Herkes teyemmüm etti. Üseyd bin Hudayr (r.a):

«‒Ey Ebûbekir hânedânı, bu sizin ilk bereketiniz değildir!» dedi.

Üzerine bindiğim deveyi kaldırdığımızda gerdanlığı altında bulduk.” (Buhârî, Teyemmüm, 1, 2)

Üseyd bin Hudayr (r.a), Hz. Âişe vâlidemize dua ederek şu hakîkati de beyân etmiştir:

“Allah Teâlâ seni hayırla mükâfatlandırsın! Vallâhi senin başına hoşlanmadığın hangi iş gelse, Allah mutlaka onda senin ve bütün mü’minler için bir hayır ve ferahlık yaratmıştır.” (Buhârî, Teyemmüm, 2; Ebû Dâvûd, Tahâret, 121/317; Ahmed, VI, 57)

Üseyd (r.a), İkinci Akabe gecesi Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından Evs kabilesi üzerine nakîb (temsilci) tâyîn edilen sahâbîdir. Gerdanlığı yollarda aramaya giden sahâbîlerin başında idi. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 121/317; Ahmed, VI, 57)

Ebûbekir (r.a) de kızının yanına varıp: “Sen mübarek bir insansın! Senin vesilenle ruhsat indi!” demiştir.[1]

Dipnot:

[1] Taberî, Tefsîr, VIII, 418; İbn Kesîr, Tefsîr, II, 322. Krş. Mukâtil b. Süleyman, Tefsîr, I, 456.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Siyer-i Nebi.