Tebliğ ve İrşâd İle İlgili Âyet ve Hadisler

Hizmet

Toplumumuzun en önemli meselelerinden biri de kaht-ı rical yani yetişmiş adam kıtlığıdır. Buna âkil insan, rehber insan, yük taşıyabilen insan, hizmet eden insan, başkasının derdiyle dertlenen insan, olgun insan, kâmil insan, düşenin elinden tutup kaldırabilen insan, istikamet sahibi insan, nefsini mutmainne seviyesine ulaştırmış insan, bakışında kin ve öfke değil merhamet ve şefkat olan insan, diğergâm insan da diyebiliriz.

Saydığımız bu vasıfları taşıyan insan, yetişmiş insandır. Bu tür insanların sayısının artması ile ancak toplumda huzur ve mutluluk hâkim olabilir.

Toplumlar, irşat ve hayra yönlendirmenin olmadığı devirlerde veya irşat eden kişiye veya peygambere uymadıkları devirlerde hep sefahate düşmüşler, helake sürüklenmişlerdir.

TEBLİĞ VE İRŞAD İLE İLGİLİ ÂYETLER

Kur’an-ı Kerim’de altmışın üzerinde ayet, tebliğ ve emr-i bi’l-ma’ruf ile ilgilidir.1 Bu ayetlere baktığımızda Allah Teâlâ’nın tebliğ ve emr-i bi’l-ma’ruf’a ne kadar ehemmiyet verdiğini görebiliyoruz. Allah Teâla ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Ben gerçekten ‘Müslümanlardanım’ deyip salih amel işleyip Allah’a çağıran kimseden daha güzel sözlü kim vardır?2 Bir başka ayet-i kerime’de Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Habîbim, sen kolaylığı sağlayan yolu tut. İyiliği emret, cahillerden yüz çevir.”3

TEBLİĞ VE İRŞAD İLE İLGİLİ HADİSLER

Peygamber Efendimiz’in pek çok hadis kaynağında geçen şu hadisi konunun önemine ayrıca dikkat çekmektedir:Sizden kim kötü bir iş yapıldığını görürse onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmiyorsa dili ile engellesin. Buna gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin. Bu, imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Tirmizi) Tebliğ sahabe-i kiram’ın da hâl ve kâl olarak hiç bir zaman bırakmadıkları bir faaliyet olmuştur. Onlar, tevhid mesajını insanlarla buluşturdukları ölçüde kendilerini mutlu hissetmişlerdir.

Tebliğ ve irşattan uzak durmanın da ayrıca mesuliyeti vardır. Bu durumu Ebu Hüreyre (r.a.) şöyle anlatır: Kıyamet gününde bir kişinin yakasına hiç tanımadığı biri yapışır. Adam: ‘Benden ne istiyorsun? Ben seni tanımıyorum.’ der. Yakasına yapışan kişi de: ‘Dünyada iken beni hata ve çirkin işler üzerinde görürdün de ikaz etmez, beni o kötülüklerden alıkoymazdın.’ diyerek o kişiden davacı olur.4

Dipnotlar: 1) Zekeriyya Kandehlevi, Fezail-i Amal (Ashab-ı Kiramdan Örneklerle Müslüman Şahsiyeti), Risale 1997, s. 210-211. 2) Fussilet-33, Tebliğle ilgili diğer birkaç ayet-i kerime ise şunlardır: Zariyat-55, Taha-132, Lokman-17, Al-i İmran-104-110, Nisa-114. 3) Araf, 7/199. 4) Münziri, et-Tergib ve’t-Terhib, Beyrut, 1417, III, 164/3506.

Kaynak: Vahit Göktaş, Altınoluk Dergisi, Sayı: Nisan - 2015