Subbuhun Kuddüsün Rabbuna ve Rabbul Melaiketi Verruh

DUALAR ve ZİKİRLER

Subbuhun kuddüsün rabbuna ve rabbul melaiketi verruh anlamı ve fazileti nedir? Subbuhun kuddüsün rabbuna ve rabbul melaiketi verruh Arapçası ve manası…

Hz. Aişe'den gelen bir rivayette şöyle denir: Resulullah (s.a.v.) rüku ve secdesinde şöyle derdi:

"Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rûh." (Ebu Davud, II, 28-35).

Anlamı: "Münezzehsin, Mukaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin."

  • Arapçası:

"Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rûh." (Ebu Davud, II, 28-35).

  • Anlamı:

"Münezzehsin, Mukaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin."

CEBRAİL ALEYHİSSELAM'IN OKUDUĞU ZİKRİN BEREKETİ

Bir rivâyete göre İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın 12.000 hayvandan oluşan sürüleri vardı. Bu sürüleri koruyan pek çok da muhâfız köpeği vardı. Dünyâya râm olanları tahkîr için köpeklerin boyunlarına altından tasma taktırırdı.

Cebrâîl -aleyhisselâm-, insan kılığında geldi: “–Bu sürüler kimin?” diye sordu.

İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Rabbimin. Ben de emânetçisiyim!” dedi.

Cebrâîl -aleyhisselâm-: “–Bana satar mısın?” dedi.

İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Rabbimi bir kere zikret üçte birini, üç kere zikret; tamamını vereyim!

Cebrâîl -aleyhisselâm-: "Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rûh." dedi.

 İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Al, hepsi senin, al, götür!” dedi.

Cebrâîl -aleyhisselâm-:“–Ben meleğim, alamam!” dedi.

Bunun üzerine İbrâhîm -aleyhisselâm-:“–Sen meleksen, ben de “Halîl”im. Verdiğimi geri alamam!” dedi.

Nihâyet İbrâhîm -aleyhisselâm- sürüleri sattı. Geniş bir arâzî aldı. Onu müslümanların istifâdesi için vakfetti. Böylece vakıf,  İbrâhîm -aleyhisselâm- ile başlamış oldu.

Allâh’ın Halîl’i olan İbrâhîm -aleyhisselâm-, Allâh için bütün servetini bir anda fedâ ederek malından da imtihan vermiş, “gerçek dost” (Halîl) olduğunu ispat etmişti. İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın bu husûsiyeti âyet-i kerîmede şöyle beyân edilmiştir:

“Bir zaman Rabbi, İbrâhîm’i bir takım kelimelerle (emir ve yasaklarla) imtihan etmiş, İbrâhîm de onları tamâmen yerine getirmişti…” (el-Bakara, 124)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları