Sekar Cehennemi’ne Girenlerin Özellikleri

Ahirete İman

Allah Teâlâ, Müddessir suresi 40 ve 47. ayetleri arasında Sekar Cehennemi’ne girecek kişilerin özelliklerini bidiriyor.

SEKAR CEHENNEMİ’NE GİRENLERİN VASIFLARI

Müddessir Sûresi’nde; Cehennem’e girenlere, Cennet’e girenler, Sekar Cehennemi’ne girenlere, Cennet’e girenler uzaktan sesleniyorlar:

“–Siz diyorlar, niçin Cehennemlik oldunuz?” diyorlar. Peygamber geldi, Kitap geldi, Cenâb-ı Hakk’ın lûtuf, ihsanı, ikramı.

Onlar da beş tane sebep söylüyor:

Bir; “Biz namaz kılanlardan değildik.” diyorlar.

Cenâb-ı Hakk’a karşı büyük bir nankörlük oluyor en başta. Cenâb-ı Hakk’a yaklaşmanın en güzel vasıtası huşû ile bir namaz kılmak. “Namaz kılanlardan değildik.” diyorlar.

İkincisi; “Yoksulu doyuranlardan değildik.” diyorlar. Merhametsizdik diyorlar. Oportünist, yalnız kendisini düşünenler.

Üçüncüsü; “Bâtıla ve dünyaya dalanlarla da beraberdik.” diyorlar.

İşte maalesef bu internet, televizyonun bazı programları ne yapıyor? Alıyor evlâdını, alıyor, bambaşka yabancı sokaklarda, çıkmaz sokaklarda dolaştırıyor.

“Ceza gününü de yalan sayardık.” buyruluyor. Onun yerine ne başlıyor? Ateizm, Deizm, birçok saçma sapan şeyler başladı.

“Sonra da bize ölüm geldi çattı.” diyorlar. (Bkz. el-Müddessir, 40-47)

MÜDDESSİR SÛRESİ 38-48. AYETLERİN TEFSİRİ

"Dünyada insan hür iradesiyle ister hak, isterse bâtıl yolu tutabilir. Bu hususta Cenâb-ı Hak onu özgür bırakmıştır. Fakat kıyamet günü her can yaptıklarına karşılık rehin alınır, bağlanır, tutuklanır. Saadet veya felaketi kazancına bağlıdır. Sorumluluk ferdîdir. Her insan dünyadaki iman ve taatine yahut inkâr ve isyanına göre mükâfat veya ceza görür. Hâsılı insana ebedî kurtuluşu sağlayacak olan da, onu ebedî felâkete sürükleyecek olan da, onun dünyada tuttuğu yola ve o yolun Allah’ın rızâsına uygun olup olmamasına bağlıdır. Eğer bir insanın imanı bâtıl ve ameli bozuksa, onu en yakın dostlarının bile kurtarması mümkün değildir. Neticede Kur’an’ın “ashâb-ı yemîn” dediği; dünyada Allah’ın râzı olduğu itikat, ibâdet, ahlâk ve muâmelât çerçevesinde bir hayat yaşayıp, o imanla âhirete göçen ve mahşerde de amel defteri sağ elinden verilen bahtiyarlar, nefislerini rehin olmaktan kurtaracak ve cennete gireceklerdir. (bk. Vâkıa 56/8, 27-40; Hakka 69/19-24) Bunların dışındakiler ise “ashâb-ı şimâl” olup amel defterlerini sol taraftan alacaklar ve cehenneme atılacaklardır. (bk. Vâkıa 56/9, 41-56; Hakka 69/25-37)

Bu arada cennetliklerle cehennemlikler arasında vuku bulan bir konuşma dile getirilerek, cehennemliklerin oraya atılma sebepleri haber verilir. Bunun hedefi, dünyadaki kâfirlere âhiretteki durumlarını anlatmak, bu yaptıklarından orada pişman olacaklarını gösterip onları uyanmaya ve doğru yola sevk etmektir. Bu sebepler şunlardır:

  • Namaz kılmamak,
  • Fakirlere, yoksullara, muhtaçlara yemek yedirmemek,
  • Bâtıla, boş şeylere dalanlarla birlikte dalıp gitmek,
  • Hesap ve ceza gününü yalanlamak.

İşte böyle bir inkâr ve günah hali üzere ölenlere o gün hiçbir şefaatçinin şefaati fayda vermeyecektir." (Ömer Çelik, Hakk'ın Daveti Kur'an-ı Kerim Meali ve Tefsiri)