Şehevî Reklamlarla Kazanılan Parada Hayır Olmaz

İş Hayatımız

Nice firma, reklâmında şehevî unsurları kullanarak müşterisini cezbetmeye çalışıyor. Bunlar, parayla imtihandaki hazin aldanışlar…

O REKLAMLARLA KAZANILAN PARA DA HAYIR YOK

Nice firma, reklâmında şehevî unsurları kullanarak müşterisini cezbetmeye çalışıyor. Sonra da çok kazanayım ki çok hayır-hasenat yapayım diye kendisini kandırıyor. Bunlar bugün yaygın bir zaaf hâlinde. Bunlar, parayla imtihandaki hazin aldanışlar…

Efendimiz, en zor şartlar altında bile îmandan en ufak bir tâviz vermedi. Bedir Harbi’nde müslümanlar maddî bakımdan çok zayıftı. Mekke müşrikleri, müslümanları tamamen imhâ etmek için harekete geçmişlerdi.

ALLAH’IN YARDIMI BİZE KAFİDİR

Müslümanlar, canlarını kurtarmak için mallarını mülklerini bırakarak hicret ettiklerinden, son derece fakir düşmüşlerdi. O derecede ki Bedir’e giden İslâm ordusunda bir deveyi üç kişi sırayla kullanıyordu. Hazret-i Ali, Hazret-i Ebû Lübâbe ve Peygamber Efendimizʼe bir deve düşmüştü.

İşte o zor günlerde Allah Rasûlüʼne gayr-i müslim bir Medîneli geldi.

“‒Yâ Muhammed, benim gücümü bütün Medîneliler bilir. Mekkeliler çok güçlü, Sen ise zayıfsın. Müsaade et, Senʼin safında savaşayım, ganimetten payıma düşeni alıp gideyim.” dedi.

Efendimiz işin zâhirine bakarak; “Gel safımıza katıl” demedi.

“‒Sen benim Allâh’ın Rasûlü olduğumu kabul ediyor musun?” diye sordu. Adam; “Hayır.” deyince Efendimiz:

“‒O zaman bizim sana ihtiyacımız yok, Allah Teâlâ’nın yardımı bize kâfîdir.” dedi.

Adam bir müddet sonra tekrar geldi. Aynı şeyleri söyledi. Efendimiz de aynı soruyu sordu. Adam yine olumsuz cevap verince Allah Rasûlü:

“‒Allah bize yeter…” dedi.

Adam gidip üçüncü kez geldiğinde:

“‒Evet, Sen Allâh’ın Rasûlüʼsün, Bu kadar zayıf hâlinde ancak ilâhî bir güce dayanan biri bu sözleri söyleyebilir. Evet Sen, Allâh’ın Rasûlüʼsün.” diyerek İslâm’a girdi. Allah Rasûlü ancak bu şartla onun da İslâm ordusunun saflarına katılmasına müsâade etti.

Yani Efendimiz hiçbir zaman şer’î bir gâye için gayr-i şer’î bir metod kullanmadı. Bir tâviz vermedi.

Velhâsıl Allah Teâlâ ve Rasûlü; “Nasıl olursa olsun mutlakâ çok kazanın da çok infakta bulunun.” demiyor bizlere…

“Cömertlik çok iyi bir haslettir, onu elden bırakmamalı; fakat el kesesinden cömertlik olmaz!” (Yûsuf Has Hacib, Kutadgu Bilig)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Müslümanın Para ile İmtihanı, Erkam yayınları