Resûlullah Kur'ân-ı Kerim'i Nasıl Okurdu?

KUR’ÂNIMIZ

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Kur'ân-ı Kerim'i nasıl okurdu?

Hz. Muhammed (s.a.v.) kalbine indirilen Kur’ân-ı Kerim'i hiç şüphesiz en güzel okuyan idi. Kur’ân’ın bugün bilinen okunuş şekillerini sahâbîler Efendimiz’den (s.a.v.) öğrendiler. Bugün bilinen kıraatlerin her biri, sahâbîlerden işitilip öğrenildi. Sonraki Müslüman nesiller, Kur’ân’ın kıraatlerini kendilerinden önceki mübarek nesiller gibi aynı hassasiyetle korudular ve bunu Kur’ân ilimlerinden biri hâline getirdiler.

Allah Resûlü (s.a.v.) Kur’ân-ı Kerîm’i vakar ile, tâne tâne ve duygu derinliği içinde okurdu. Âyet-i kerîmelerin mânâları üzerinde tefekkür eder ve emirlerini derhâl hayâtına tatbik ederdi. Allâh’ı tesbîh etmekten bahseden âyetlere gelince; “Sübhânallah” gibi tesbîh ifâdeleriyle Allâh’ı noksanlıklardan tenzîh ederdi. Dua âyetleri gelince onlarla Allâh’a münâcâtta bulunurdu. Cenâb-ı Hakk’a sığınmaktan bahseden âyetleri okuyunca, hemen Allâh’a sığınırdı.

Bâzen bir âyet-i kerîmeye öylesine teksîf olurdu ki sabaha kadar o âyet ile tefekkür ve niyaz hâlinde bulunurdu.

PEYGAMBERİMİZİN KIYAMDA SABAHA KADAR OKUDUĞU AYET

Ebû Zer (r.a.) şöyle nakleder:

Resûlullah (s.a.v.) bir gece kıyamda sabaha kadar şu âyet-i kerîmeyi tekrarlayıp durdu:

“Eğer kendilerine azâb edersen, şüphe yok ki onlar, Sen’in kullarındır (dilediğini yaparsın). Şâyet onları bağışlarsan, şüphesiz ki (kudreti ile her şeye üstün gelen) Azîz, (hikmetiyle her yaptığını yerli yerince yapan) Hakîm Sen’sin!” (el-Mâide, 118) (Nesâî, İftitâh, 79; Ahmed, V, 156)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkür, Erkam Yayınları