Ramazan'ı Sevdirmek ve Ramazan'dan İstifade İçin Çocuklarımızla Neler Yapabiliriz?

Çocuk Eğitimi

Çocuklarımıza Ramazan'ı sevdirmek ve Ramazan'dan istifa ettirebilmek adına neler yapabiliriz? Anne ve babanın sorumlulukları neler?

Evlâtlarımız bizlere ilâhî bir emanet. Onları İslâm ahlâkı üzere yetiştirebilmek, bizim için büyük bir mes’ûliyettir.

Bugün bilhassa televizyon, internet ve sosyal medya vâsıtasıyla evlâtlarımızın duygu dünyaları değiştiriliyor. Anne babalara olan muhabbet, sevgi ve itaat azalıyor. Duygularının değişmesiyle, sanki evlâtlarımız, başka dünyaların insanları hâline geliyorlar.

Anne-babanın biyolojik yakınlığı da artık bir kıymet ifade etmiyor.

Ramazan'dan İstifade İçin Çocuklarımızla Neler Yapabiliriz?

Bu sebeple;

Ramazân-ı Şerîf’in rahmet ve bereketinden çocuklarımızı da bol bol istifâde ettirelim.

  • Onlara husûsî vakit ayıralım. İslâm’ı ve Rasûlullah Efendimiz’i anlatalım onlara.
  • Kâinatı ibret nazarıyla seyrettirip Allâh’ın azametini ve kudretini tefekkür ettirelim.

Karada, havada ve suda yaşayan binbir çeşit mahlûkat var. Hepsi nasıl da örneksiz yaratılmış. Hepsinin vasıfları ayrı, gıdâsı ayrı…

Yine evlâtlarımızı;

  • Sahâbe ve evliyâ türbelerini ziyarete götürelim.
  • Onları yumuşak bir üslûp ve tatlı dille sahura kaldırarak oruca teşvik edelim.
  • Şayet tam olarak tutmaya güç yetiremezlerse, hiç olmazsa “tekne orucu”yla onları ibadete alıştıralım.
  • Tuttukları oruçlarına mukâbil onlara hediyeler alalım.
  • Câmiye giderken, mümkün mertebe evlâtlarımızı da yanımızda götürelim. Böylece onları namaza alıştıralım. 
  • Vereceğimiz sadakaları, onların eliyle vermeye çalışalım. Böylece onlara da infak ve cömertliğin hazzını tattıralım.

Unutmayalım ki; “Ağaç yaşken eğilir.”

  • Kıldıkları namaz ve tuttukları oruçların ardından onlara küçük hediyeler vererek gönüllerindeki ibadet şevk ve heyecanını pekiştirelim.

Zira; “Mârifet iltifâta tâbîdir.”

İmâm-ı Mâlik…

  • Yavrularımızı, değişen dünyanın menfî duygularından, medyanın ifsâd edici tesirlerinden korumaya çalışalım.

Bir bahçıvan, bahçesine ve çiçeklerine çok ehemmiyet gösterir.

Bizler de, gönül meyvesi olan evlâtlarımızın Kur’ân ve Sünnet terbiyesinde güzelce yetişmesi için gayret gösterelim. 

Hadîs-i şerîfte şöyle buyruluyor:

“Kişi öldüğü vakit üç sayfası hâriç amel defteri kapanır.

Açık kalan amel sayfalarından biri, sadaka-i câriyedir.

Diğeri, insanların faydalanacağı bir ilimdir.

Üçüncüsü de, kendine duâ eden hayırlı bir evlâttır.” (Müslim, Vasiyyet, 14)