Peygamberimizin Son Seferi

Nübüvveti

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in son seferi nereye olmuştur?

Tebük, Medine-Suriye ticaret yolu üzerinde Medine’ye 700 km. uzaklıktadır.

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN SON SEFERİ

Suriye’den Medine’ye gelen Nabatî tüccarların Herakleios’un Medine’ye saldırmak için hazırlık yaptığını Peygamberimiz (s.a.v.) haber verdi. Bu sırada hava sıcaktı ve önemli bir kıtlık vardı. Resûlullah, (s.a.v.) Bizans'a karşı bir yere sefer yapılacağını, yolculuğun çok zor olacağını ve savaşa hazırlık yapılmasını istedi.

Asker sayısının çokluğu dolayısıyla binek vb. ihtiyaçların temininde karşılaşılan zorluklar ve kıtlık yüzünden Resûl-i Ekrem ashaptan yardım istedi. Hz. Ebûbekir malının tamamını, Hz. Ömer yarısını getirdi. Ancak en büyük yardımı Hz. Osman yaptı; 300 deve ile 1000 dinar verdi. (Müsned, IV, 75) Müslüman kadınlar da ziynet eşyalarını getirdi. Böylece kısa sürede 30.000 kişilik bir ordu hazırlandı. Resûlullah (s.a.v.), Hz. Ali’yi yerine vekil bıraktıktan sonra Medine’den ayrıldı.

Hicr yöresinde konakladıkları gece şiddetli bir fırtına çıktı. Uzun ve yorucu bir seferden sonra Tebük’e ulaşıldı. Resûl-i Ekrem bu sırada önemli bir konuşma yaptı. Karargâhın gece güvenliğini sağlama görevini Abbâd b. Bişr’e verdi. İslâm ordusu on beş-yirmi gün Tebük mevkiinde bekledi. Ancak gerek Bizans’tan gerekse onu destekleyen Araplar’dan bir hareket görünmüyordu. Alınan haberlerin asılsız olduğu ve Bizans’ın Müslümanlara karşı ordu hazırlamadığı anlaşıldı.

Resûlullah, Tebük’te bulunduğu sırada İslâmiyet’i kabul etme veya cizye ödeme şartıyla itaate davet için Akabe körfezinin kuzeyindeki Eyle (Akabe) Limanı, Ezruh, Cerbâ, Maknâ ve Maan’a birlikler gönderdi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) onlara canları ve mallarının güvence altına alındığını belirten ahidnâmeler verdi. Bölgedeki birkaç Yahudi kabilesiyle anlaşmalar yapıldı. Civardaki kabileler itaat altına alındı. Ayrıca Resûl-i Ekrem (s.a.s.), o sırada Humus veya Şam’da kaldığı belirtilen Herakleios’a cizye âyetinin de eklendiği ikinci bir davet mektubu gönderdi. (Müsned, III, 441-442; IV, 74-75; Hamîdullah, el-Ves̱âʾiḳu’s-siyâsiyye, s. 110-115)

Hz. Peygamber (s.a.v.), Tebük’te Şam üzerine yürünüp yürünmemesi konusunda yaptığı istişare sonucu daha ileriye gitmenin faydasız olacağı kanaatine vardı ve ordusuna dönüş emri verdi.

Sefer esnasında herhangi bir çatışma meydana gelmemesine rağmen son derece güç şartlar altında 30.000 kişilik bir ordunun çıkarılması ve Bizans’a karşı gidilerek meydan okunması dolayısıyla Tebük Gazvesi askerî ve siyasî bakımdan büyük bir zafer sayılır. Zira bu gazve, Müslümanların kendi sınırlarını düşmanlardan koruma hususundaki kararlılıkları yanında Bizans’a ve Arap yarımadası dışındaki komşu devletlere karşı Medine’nin askerî ve siyasî gücünü ortaya koydu. Tebük Seferi esnasında konaklama yerlerinde on beş açık mescid (namazgâh) yapıldı.

Sefer dönüşü Zûevan’da konakladığı sırada bazı münafıklar Hz. Peygamber’e (s.a.v.) gelerek orada inşa ettikleri, sefere giderken dönüşte içinde namaz kılacağını söylediği mescidlerine davet ettiler. Ancak bu sırada mescidi yapanların niyetlerinin müminlere zarar verip aralarına nifak sokmak olduğunu bildiren âyetler indi (et-Tevbe 9/107-110) ve Resûl-i Ekrem (s.a.v.), Kur’an’da Mescid-i Dırâr diye adlandırılan bu yapıyı yıktırdı.

Hz. Peygamber’in (s.a.v.) son gazvesi olan Tebük Seferi yaklaşık elli gün sürdü. Receb (ekim) ayında çıkılan seferden ramazan (aralık) ayında Medine’ye dönüldü.

Kaynak: DİA