Peygamberimizin Hastalanması ve Vefatı Kısaca

İki cihan güneşi Peygamber Efendimizin (s.a.v) hastalanması ve vefatı hakkında kısaca bilmemiz gerekenler...

Peygamberimiz, Veda Haccını yapıp Medine’ye döndü ve bir süre sonra hastalandı. O, görevinin sona erdiğini ve bu dünyadan göçme zamanının geldiğini anlamıştı. Hastalığı günden güne artıyordu. Hasta iken de ezan okununca Mescide gidip namazları kıldırıyordu. Fakat ölümüne üç gün kala hastalığı ağırlaştı. Mescide çıkamadı. Hz. Ebû Bekir’in cemaate imamlık yapmasını ve namazları kıldırmasını emretti.

Kızı Hz. Fatıma her gün babasını ziyaret ediyordu. Ölüm döşeğinde kızına şu nasihatta bulundu:

“Ey Peygamberin kızı Fatıma, Seni ahiret gününün sorumluluğundan kurtaracak hayırlı işler yapmaya bak. Peygamber kızı olmak sana bir şey kazandırmaz. Ben seni o günün dehşetinden kurtaramam.”

Hastalığının ilerlediği bir gün de ashabına şunları söyledi: “Sizler yine bana kavuşacaksınız. Buluşacağımız yer, Kevser havuzunun kenarıdır. Her kim orada benimle buluşmak isterse, elini ve dilini lüzumsuz iş ve sözden korusun. Bu dünyadan göçme zamanımın geldiği bana haber verildi. Allah’ıma kavuşacağıma seviniyorum. Ümmetimden ayrılacağım için de üzgünüm. Ben haberimi aldım. Allah’a gidiyorum.”

Ölümünden iki gün önce ashabtan bazılarının yardımıyla Mescid’e geldi. Yavaş yavaş minbere çıktı. Yüzünü cemaate çevirerek şöyle dedi;

“– Ey Müslümanlar! Şayet birinize karşı kötülük yapmışsam, onun karşılığını kabule hazırım.

– Kime vurduysam, işte arkam gelsin vursun.

– Kimin bende alacağı varsa, işte malım, gelsin hakkını alsın.”

8 Haziran Pazartesi sabahı Peygamberimizin hastalığı biraz hafifleyince Mescide gitti. Oturduğu yerde Hz. Ebû Bekir’e uyarak sabah namazını cemaatle kıldı. Mescid’den evine dönünce hastalığı arttı. O gün kuşluk vakti olunca; “Ya Rab! Ölüm şiddetine karşı bana kolaylık ver. Canımı tatlılıkla al” diye dua etti. Yanında bir kapta soğuk su vardı. Elini suya batırıp, bununla mübarek yüzünü serinletiyordu.

Nihayet öğle üzeri elini kaldırdı. Şehadet parmağını yukarı doğru dikti; “Refik-i Âlaya-Yüce Dosta” dedi. Son sözü bu oldu.

Allah elçisi 63 yaşında mübarek ruhunu mevlasına teslim etti. (12 Rebiu’l-evvel Pazartesi, H. 10-M.8 Haziran 632)

Peygamberimiz (s.a.s.) vefat ettiği yerde defnedildi. Medine’de O’nun kabrinin bulunduğu yere “Ravza-i Mutahhare” denilmektedir. Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) 23 yıllık Peygamberlik hayatının 13 yılı Mekke’de, 10 yılı da Medine’de geçmiştir. O, insanlığın mutluluğu için çalıştı. Son Peyamber olarak görevini hakkıyla yerine getirdi ve bu dünyadan göçtü.