Peygamberimiz Neden Sütanneye Verildi?

PEYGAMBERİMİZ

Peygamber Efendimiz; Hz. Muhammed (s.a.v.) neden sütanneye verildi? Peygamberimizin (s.a.v.) sütanneye verilmesinin sebepleri.

Siyer âlimlerinin ittifakla haber verdiklerine göre o vakitler Benî Saʻd çölleri kıtlık ve kuraklıkla mücâdele ediyordu. Hz. Halime, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’i kucağına alınca sütü bollaştı, evine bereket yağdı, deve ve koyunlarının karnı doydu ve etrafı yeşerdi. Efendimiz (s.a.v)’in orada bulunması, kuru çöller için yağmurdan ve pınarlardan daha bereketli oldu. Zîrâ O, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmişti.[1] Bu irhâs[2], Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in bebekken bile şânının yüceliğine ve Rabbi katındaki mertebesinin ulviyetine delâlet eder.

Efendimiz (s.a.v)’in bu bereketini gören âile halkı O’nu daha çok sevmiş, O’na daha fazla şefkat göstermiş, hep güzel muâmelede bulunmuş ve kendi evlatlarından daha fazla îtinâ göstermişlerdir. Böylece Cenâb-ı Hak, Rasûlü’ne ikrâm etmiş, O’nun için son derece güzel imkânlar hazırlamıştır.

Âlemlere Rahmet Efendimiz (s.a.v) Sa’d Oğulları arasındayken sütkardeşleriyle birlikte koyun gütmüşlerdir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) vesilesiyle Benî Sa’d yurduna bereketlerin gelmesi bize gösteriyor ki, Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz’le teberrük ve tevessülde bulunulabilir. Hatta Cumhur-i ulemâ ve fukahânın icmâına göre sâlih ve müttakî kişilerle ve Efendimiz (s.a.v)’in akrabalarıyla tevessülde bulunarak dua etmek, bu vesileyle Allah Teâlâ’nın duâmızı kabul edeceğini ummak da müstehaptır. İslâm şeriatımız bunu bize öğretmiştir.[3]

Hz. Halime baştan Fahr-i Kâinât Efendimiz’i almak istememiş ama daha sonra O’nu aldığına çok memnun olmuştur. Demek ki:

“Hayır, Allah Teâlâ’nın bizim için seçtiği şeydedir.”

O zamanlar yeni doğan çocukların sütanneye verilmesi âdet olmuştu. Bunu sıhhat ve fesâhat için yapıyorlardı. Mekke-i Mükerreme iki dağ arasında çok sıcak bir yerdi. Yüksek çöllerin güzel havası ise çocukların sıhhati için daha elverişli idi. Bir de Arapça en güzel bedevîler arasında kullanılıyordu. Onların yanında yetişen çocukların lisânı daha fasih oluyor, Arapça’yı daha güzel konuşuyorlardı.

Bir de çocukları şehir hayatının kötülüklerinden uzak tutmak, mutedil ve temiz bir ahlâka sahip olmalarını sağlamak için çöle gönderirlerdi.

Dipnotlar:

[1] el-Enbiyâ, 107. [2] Nübüvvetle vazifelendirilmeden evvel peygamberlerden sâdır olan hârikulâde hâdise. [3] el-Bûtî, Fıkhu’s-Sîre, s. 46.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Siyer-i Nebi.