Peygamber Efendimizin Hayâsı

Şahsiyeti

Allâh’ın sevdiği bir haslet olan hayâ hakkında, Fahr-i Kâinât Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın (s.a.v.) sözleri...

Ebû Saîd el-Hudrî -radıyallâhu anh- şöyle der:

“Nebiyy-i zî-şân Efendimiz, örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha hayâlı idi. Hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bu durum, mübârek vech-i pâkinden hemen anlaşılırdı.” (Buhârî, Menâkıb, 23; Ebû Dâvûd, Harâc, 34-36)

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, hiçbir zaman yüksek sesle konuşmamışlardı. İnsanların yanından yavaşça ve tebessüm ederek geçerlerdi. Hoşlanmadıkları kaba bir söz işitince insanların yüzlerine karşı bir şey söylemezlerdi. Yüzünün ifâdeleri, duygularını yansıttığı için etrafındakiler, konuşmalarında ve hareketlerinde ihtiyatlı olurlardı. Hayâ, edep ve nezâketleri sebebiyle, kahkaha ile gülmezlerdi. Yalnız tebessüm hâlinde bulunurlardı.

Hadîs-i şerîflerinde: “Hayâ îmandandır ve hayâlı olan kimse cennettedir! Hayâsızlık ise kalbin katılığındandır; kalbi katı olan da cehennemdedir!..” buyurmuşlardır. (Buhârî, Îmân, 16)

Allâh’ın sevdiği bir haslet olan hayâ hakkında, Fahr-i Kâinât Efendimiz şöyle buyurur:

“Hayâ îmandandır!” (Buhârî, Îmân, 3)

“Hayâ ve îman bir aradadır; biri gittiğinde diğeri de gider!” (Süyûtî, I, 53)

“Hayâ ancak hayır kazandırır.” (Buhârî, Edeb, 77)

“Hayânın hepsi hayırdır.” (Müslim, Îmân, 61)

“Kaba söz, ayıptan başka bir şey getirmez! Hayâ ve edeb ise, girdiği yeri süsler.” (Müslim, Birr, 78)

“Allâh’ım! Sen’den hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim.” (Müslim, Zikir, 72)

Kaynak: Halime Demireşik, Şebnem Dergisi, 137.Sayı, Temmuz 2016