Peygamber Efendimizin Dört Vazifesi

PEYGAMBERİMİZ

Dâr-ı be­kâ­ya göçmeden evvel Peygamberimizin pek çok vazifesi ve sa­lâ­hi­ye­ti vardır.

Ra­sû­lul­lah’ın, pey­gam­ber ola­rak pek çok va­zi­fesi ve sa­lâ­hi­ye­ti vardır. An­cak bun­lar içe­ri­sin­de Ce­nâb-ı Hakk’ın, O’na ver­di­ği şu dört va­zi­fe te­mâ­yüz et­mek­te ve da­ha da ehem­mi­yet ka­zan­mak­ta­dır:

1- İlâ­hî vah­yi telâkkî etmek. Bu keyfiyet Pey­gam­ber Efen­di­miz’in dâr-ı be­kâ­ya ir­ti­hâ­lleriy­le ni­hâ­ye­te er­miş­tir.

2- Ruh­lar­da ta­sar­ruf et­mek sû­re­tiy­le in­san­la­rın iç âle­mi­ni tez­ki­ye edip dü­zelt­mek. Yani insan terbiyesi ve ahlâk nizâmı… Bu salâhiyet ehl-i tasavvuf tarafından devam ettirilegelmektedir.

3- Dî­nin emir ve ne­hiy­le­ri­ni mü­es­se­se ve ni­zâm hâ­lin­de tat­bîk eden ve can­lı tu­tan idâ­rî oto­ri­te­ye sâ­hip ol­mak. Yani siyasetin, Kitap ve Sünnet çizgisinde devam etmesini sağlamak. Bu salâhiyet de ha­lî­fe­ler ta­ra­fın­dan dev­ra­lı­nıp de­vam et­ti­ril­miş­tir.

4- Kur’ân-ı Ke­rîm’le nâ­zil olan ah­kâm ve ha­kî­kat­le­ri, ha­dîs-i şe­rîf­ler­de ve Si­yer-i Ne­bî’de vâ­rid ol­du­ğu üze­re şerh ve îzah et­mek. Ra­sû­lul­lah’ın bu il­mî oto­ri­te­si ic­ti­had ma­kâ­mı­na eri­şen salâhiyet sâhibi âlim­le­re âit­tir. Nitekim salâhiyetli âlimler, değişen zaman ve şartlara göre, Kitap ve Sünnet’i temel alarak hüküm çıkarmışlardır. Zira cihânşümûl bir din olan İslâm, bu sâyede her asırda insan hayatını tanzim edebilmektedir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap, Erkam Yayınları, 2011