Peygamber Efendimiz'in 24 Saati

PEYGAMBERİMİZ

Kur’ân ahlâkına sahip bulunan Peygamber Efendimiz’in günlük hayatı ve ömrünü değerlendirişi, bu âyetlerin tatbikatı şeklindedir. O’nun hayatında; faydasız bir meşgaleye, gereğinden fazla istirahate ve boş geçirilecek bir âna asla yer yoktur.

Gece ve gündüz yirmi dört saat boyunca, bir mü’minin yapacağı sayısız hayırlı meşgale vardır. Fahr-i Kâinât Efendimiz’in günlük hayatı bu hususta bizim için en kıymetli rehberdir.

O’nun günü; ferdî ve içtimâî ibâdet ve faaliyetlerle dopdoludur. Gecesi de Rabbiyle mülâkat hâlindedir. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; hiçbir günahı olmadığı hâlde geceleri ayakları şişinceye kadar namaz kılar, yorgun düşünceye kadar saatlerce Kur’ân okurlardı. Allâh’ı en çok seven, zikreden ve O’ndan en çok korkan O idi.

O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- , dâimâ namazla Rabbinden yardım isteme iştiyâkı içindeydi. Beş vakit cemaatle farz namazlara ilâveten; kuşluk, evvâbin, teheccüd, hâcet, tahiyyetü’l-mescid, vudû, istihâre ve şükür namazlarıyla da gününü namazın rûhâniyetiyle tezyîn ederdi.

HER VESİLE İLE DUÂ EDERLERDİ

Yatağına girerken ve uyandığında, eve girerken ve evden çıkarken, tuvalete gitmeden önce ve çıktıktan sonra, abdest alırken, ezanı işitince, mescide girerken, çarşıya çıkarken, yemek yedikten sonra, yani her vesileyle duâ ederdi. Bunları tâlim ve tatbik etmek, günümüzün en güzel bereketi olacaktır.

Yine günün sıkıntılarının def‘i için sabahları Fetih Sûresi, rızkın bereketi için Vâkıa Sûresi, kabir azâbından muhafaza için yatsıdan sonra Mülk Sûresi okumak gibi nice, gönle safâ ve rûhâniyet bahşedecek tilâvetlere devam etmek de tavsiyeye şâyan fazîletli amellerdendir.

GECELERİN İHYÂSI ÇOK MÜHİM

Rabbimiz geceye, yeryüzünü karanlığın bürüyüşüne yemin buyuruyor. Gecenin, son üçte biri ise seher vakti olarak müstesnâ bir kıymeti hâiz. Seherler istiğfar vakti. Kıyâm ve secde vakti… Farz namazlardan sonra en kıymetli namaz olan teheccüd zamanı… Ölümü, kıyâmeti ve hesabı tefekkür ederek; tevbe ve nedâmet demleri. Salevat, zikir ve tilâvet vakti… Gözyaşlarıyla Cenâb-ı Hakk’a yakarış zamanı…

Akşamları bir araya gelen ailede ihlâs ve takvâ temelinde, huzur ve saâdet yaşanmalı. Akşamlar; televizyon ve benzeri, vakit ve rûhâniyete zehir saçan şeylere teslim edilmeksizin erkence istirahate çekilmeli, geceye hazırlanmalı.

Bir mü’minin; gecesini tamamen uykuda harcayarak, ilâhî feyz ve rûhâniyetten mahrum kalması, geceleri bir heykel donukluğu içinde uykuya kurban etmesi, büyük bir hüsrandır. Zira bizler, fânî lezzetleri ellerinden alınacak âhiret yolcularıyız. Bir yaz bulutu hâlinde gelip geçen dünya hayatı; âhiret endişesi olmadan yaşanıyor ise bu, gündüzü akşamsız telâkkî etmekten başka bir şey değildir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2016 Ay: Şubat Sayı: 132