Peygamber Efendimiz Nasıl Öğrendi?

PEYGAMBERİMİZ

Mekke’de bir ilim meclisi, kütüphane veya mektep yoktu. Herhangi bir dînin din adamı, râhibi veya hocası yoktu. Yani ümmî olan Efendimiz’in, birinden bir şey öğrenmesine ihtimal de yoktu. O zaman Peygamber Efendimiz (s.a.v) nasıl öğrendi?

Bu gerçek ve faydalı ilmi Peygamberimiz, doğrudan Cenâb-ı Hak’tan tâlim etti.

Mekke’de bir ilim meclisi, kütüphane veya mektep yoktu. Herhangi bir dînin din adamı, râhibi veya hocası yoktu. Yani ümmî olan Efendimiz’in, birinden bir şey öğrenmesine ihtimal de yoktu.

Yetim doğan ve öksüz büyüyen Efendimiz’in anne-baba gibi bir istinâdı da olmadı.

Peygamber Efendimiz kimseden bir şey öğrenmedi. O’na sadece Cenâb-ı Hak öğretti. Bunu kendisi şöyle ifade etti:

“Beni Rabbim terbiye etti. Edebimi, terbiyemi güzel eyledi.” (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 12)

“O, hevâsından / arzusuna göre konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.” (en-Necm, 3-4)

“…İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye Sana bu Kurânı indirdik.” (en-Nahl, 44)

Efendimiz’in bi’setine kadar hâli; mükemmel ve müstesnâ bir ahlâk, tertemiz bir iffettir. Lâkin Cenâb-ı Hakk’ın vahiy ve nübüvvetle gerçekleşecek olan husûsî tâlimi henüz başlamadığı için, o zamana kadar Efendimiz; eğitimci, hukukçu, devlet başkanı, idareci, kumandan gibi husûsiyetlere sahip değildi. Fakat nübüvvetle beraber, Allah Teâlâ O’nu öyle yetiştirdi ki; O, bu sahaların hepsinde en ileri, en öte, en mükemmel ve en müstesnâ şahsiyet ve üsve oldu.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2018 Ay: Ocak Sayı: 155