Peygamber Efendimiz Mekke’ye Nasıl Girdi?

PEYGAMBERİMİZ

Bir komutan gibi değil, bir kul gibi: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Mekke’ye nasıl girdi?

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in fetihten sonra Mekke-i Mükerreme’ye girişi, en büyük tevâzû örneklerindendir.

PEYGAMBERİMİZİN MEKKE’YE GİRİŞİ

Orada bulunan ashâb-ı kirâm bu hâli şöyle tasvîr ederler:

“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Mekke’yi fethe giden ordunun başında bulunuyordu. Zafer müyesser olup da devesinin üzerinde Mekke’ye girerken, başını Yüce Rabbine karşı tevâzû ile o derece eğmişti ki, sakalının uçları neredeyse devenin semerine değmekteydi. Sanki bir şükür secdesindeydi. O esnâda devamlı olarak:

«Ey Allâh’ım! Hayat, ancak âhiret hayâtıdır!» diyordu.” (Vâkıdî, II, 824; Buhârî, Rikàk, 1)[1]

Dipnot:

[1]. Allah Rasûlü, dünyâ hayâtına nisbetle âhiretin ne kadar ehemmiyetli olduğunu ifâde eden bu sözü hayâtı boyunca sık sık tekrarlardı. Rivâyetlerde, Mescid-i Nebevî inşâ edilirken, Hendek kazılırken, Fetih günü Mekke’ye girerken ve Vedâ haccı esnâsında arefe günü mü’minlerin çokluğunu gördüğünde söylediği sâbittir. (Buhârî, Cihâd 33, 110, Menâkıbu’l-Ensâr 9, Megâzî 29; Müslim, Cihâd 126, 129; Tirmizî, Menâkıb 55; İbn-i Mâce, Mesâcid 3)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları